TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Kemal Mardin l 21 Ağustos 2012 0 Yorum


EuroBasket için en son eleme oynadığımızda sene 2008'di. Bugünküne kıyasla birbirini çok daha iyi tanıyan, kariyerinin zirvesinde oyunculara sahip, rollerin açıkça belli olduğu bir takımla sahadaydık. Nitekim, grupta 6'da 6 yaparak zorlanmadan Polonya vizesini almıştık.

Slovenya'daki şampiyonaya katılmak için mücadele verdiğimiz şu günlerde ise kadro yapımız alabildiğine değişmiş durumda. Tam anlamıyla bir yeniden yapılanma sürecindeyiz. Bundan sebep, elemelerde oluşan skorlardan ziyade, sürecin nasıl işlediğini konuşmak, ilerisi için esas yapılması gereken durumunda.

Sağlıklı bir değerlendirme için öncelikle takvimin üstünde bazı günleri işaretlemek gerekiyor: 18 Ağustos, 11 Eylül ve 18 Eylül. İlk ikisi elemelerdeki maçlarımızın başladığı ve biteceği tarihler. Üçüncüsü ise TBF Genel Kurulu'nun yani başkanlık seçiminin yapılacağı gün. Elemeler bittikten yalnızca bir hafta sonrası.

Bu seçimin öncekilerden önemli bir farkı olduğunun da bu noktada altını çizmek gerek. Normal şartlarda aday olamaması gereken Turgay Demirel yönetimi, bu seçime tüzük değişikliği yaparak katılacak. Tahmin edersiniz ki, bu da muhalif cepheden epey bir homurtu yükselmesine neden olacak. Bu sebepten, A Milli Takımın elemelerde bir sorun yaşamaması, muhalefetin eline ekstra koz verilmemesi açısından hayati öneme sahip.

Kafa uyuşmazlığı sebebiyle Orhun Ene ile yolların ayrılmasının ardından, yeniden yapılanma sürecine oyuncuları iyi tanıyan Tanjevic'e sığınarak başlamak, bu çerçeveden bakınca TBF için en akılcı yol olarak gözüküyor. Peki ya Türk basketbolu için?

Elemelerdeki ilk iki maçta gördük ki, bu takımın geleceği düşünmeden, sadece maç kazanmayı hedefleyen altyapı takımlarından maalesef bir farkı yok. Geçici bir süreliğine göreve gelen Tanjevic, haklı olarak kendisine verilen görevi yerine getirmeye çalışıyor ama bu durumun bize EuroBasket 2013'te önemli sıkıntılar yaşatması işten bile değil.

Düzenlerini acilen oturtup rolleri dağıtmaya bizim kadar ihtiyacı olan bir takımın henüz oyun kurucusunun belli olmaması veya Furkan gibi şampiyonada çok ihtiyaç duyacağı bir uzununun form düzeyi şu an için yeterli olmadığı için kenarda çürümesi gibi garabetler bir yana; elemeler sonrasında dümene geçecek yeni koçla sıfırdan başlayacak olmamız esas düşündürücü nokta.

Seçim yapılıp yeni dönemdeki başkan belirlendikten sonra, şampiyona sürecini planlamak içinde önünde bir yıldan az zamanı kalmış, kadrosunu yeniden oluşturan ama henüz kimin çalıştıracağı belli olmayan bir milli takım olacak karşımızda. Böylesi bir takımın çöpe atacak sekiz resmi maçının olmadığını, elemeler deyip geçilen karşılaşmaların seçim yatırımı olarak kullanılamayacak kadar değerli olduğunu esas o zaman anlayacağız. Maalesef şu an için tek yapabileceğimiz ise umarız çok geç kalmış olmayız demek.