Fenerbahçe, Kadıköy'de Bursaspor'u ağırladı bugün. Her ne kadar maça Kuddusi Müftüoğlu'nun düdükleri damga vursa da, heyecanlı ve güzel bir maç izledik. Bu yüzden maçın her dakikasında gol arayan Fenerbahçe'yi ve "Şampiyonluk yarışında bende varım" demek için aslanlar gibi mücadele eden Bursaspor'u tebrik etmek gerekiyor. Hakem Kuddusi Müftüoğlu için ise söylenebilecek tek şey, açık ara MHK bünyesindeki en yüreksiz hakem olduğudur. Enteresan kararlara imza attı bu gece kendisi. Mesela önce tehlikeli olabilecek bir atağı oyuncu değişikliği yüzünden kesti, daha sonra yok durun vazgeçtim dedi. Faulün üzerinden 15-20 saniye geçtikten sonra ortada bir avantaj yokken "avantaj kaybolduğu" için faul düdüğü çaldı. Çalamadığı ve yanlış çaldığı düdüklerden bahsetmeye bile gerek yok. İtiraz dozunu bir hayli aşmalarına rağmen Alex ve Lugano'yu uyarmaya bile cesaret edemedi. Hatta Fenerbahçe'nin sert oyununa rağmen hatırladığım kadarıyla sadece Dos Santos'a kart çıkartabildi.
Aykut Kocaman'ın ise bugün en büyük yanlışı, orta sahada Özer - Mehmet - Christian üçlüsü ile başlamasıydı. Kenarda Gökay dururken, geçirdiği ameliyatlar sonrası halen kendini toparlayamayan Özer'le başlaması yanlış bir karardı. Orta sahada forvet arkasında oynamayıp, serbest oynayan tek oyuncu olmuş olabilir bu maçta Özer. Mevkisi neydi henüz çözebilmiş değilim. Hatta 5-6 arkadaş toplanıp nerede oynadığını bulamama riskimiz var. Sol kanatsız 45 dakika oynayan Fenerbahçe, Dia ve Caner'in girmesinden sonra hapsetti Bursaspor'u kendi sahasına. Bursaspor'da ise Sercan ve Altidore çok geç girdi oyuna. Fenerbahçe arka tarafta büyük boşluklar bırakmaya başladığında Bursa orta sahası henüz düşmemişti oyundan. Bundan yararlanamadı Ertuğrul hoca. Yinede İbrahim ve Serdar'ın kusursuz oyunu sahadan bir puan çıkarmalarını sağladı. Maçın adamı İbrahim, milli formayı çoktan hak ettiğini gösterdi.
Sonuç olarak Fenerbahçe, Trabzonspor'un iki puan gerisine düştü. 17'de 17 baskısından kurtulması en büyük artısı Fenerbahçe'nin. Şimdi önemli olan "kaçan" konumuna gelen ve Fenerbahçe tarafından "kovalanacak" Trabzon'un ne reaksiyon vereceği. İkinci yarının başındaki gibi seri puan kayıpları mı yaşayacaklar, yoksa bu yükü omuzlayıp şampiyonluk basamaklarını tek tek çıkmaya devam mı edecekler?
Bundan sonra ligde ne olabilir peki? Öncelikle şunu belirtmek lazım. Fenerbahçe'nin önümüzdeki iki hafta boyunca ligde oynayacağı rakipleri ile, Trabzonspor 2 hafta sonra oynayacak. Yani Fenerbahçe sırasıyla önce Eskişehirspor deplasmanına gidecek, daha sonra Gaziantep ile Kadıköy'de oynayacak. Trabzonspor ise TT Arena'da Galatasaray ile oynadıktan sonra Bursaspor ile içeride karşılaşacak. Sonraki iki haftada ise önce Eskişehir deplasmanı, ardından Avni Aker'de Antep'i ağırlayacak.
Önümüzdeki dört haftanın programı şu şekilde;
Eskişehir - Fenerbahçe
Galatasaray - Trabzon
Fenerbahçe - Gaziantep
Trabzon - Bursa
Buca - Fenerbahçe
Eskişehir - Trabzon
Fenerbahçe - İstanbul B.B.
Trabzon - Gaziantep
Bu dört haftayı hangi takım kayıpsız geçerse şampiyon olacak gibi duruyor. Yinede Trabzon'un işi daha zor. Hem Galatasaray, hemde Bursa maçlarını kayıpsız geçmeleri gerekiyor. Çünkü kalan fikstürüne bakarsak, Fenerbahçe'nin puan kaybetmesi en muhtemel maçlar Eskişehir ve Antep maçları.
Ligin 33. haftası şampiyonu ilan edecek hafta bana göre. Yani ya İstanbul'da Fenerbahçe, yada Avni Aker'de Trabzon taraftarları ligin bitimini beklemeden şampiyonluk sevincini yaşayacaklar 90 dakika sonunda.
Bursaspor'un ise halen şansı devam ediyor. Onlar için belirleyici maç ise Trabzonspor maçı olacak. Burada kaybedilecek puanlar onları şampiyonluk yarışından iyice uzaklaştıracak. Bursa'nın kalan maçları ise sırasıyla şu şekilde; Antalya, Trabzon (D), Manisa, Kayseri (D), Beşiktaş, Kasımpaşa (D), Gençlerbirliği.
Lig sonuna kadar çok keyifli bir yarış bizi bekliyor yani. Yinede kesin olan, ve olmaması kıyamet alameti sayılacak tek şey hakem hataları ve yöneticilerin yıllardır değişmeyen demeçleri olacak.
0 yorum