TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Manchester United Batarken

Mustafa Akkaya 19 Ekim 2010 ,



Tabloda Manchester United ve Arsenal'in 2009-2010 sezon sonu kâr/zarar tablosunu karşılaştırmalı olarak görüyoruz. Aynı zamanda Glazer ailesinin Kırmızı Şeytanlar'ı ne duruma soktuğunu da... Öncelikle United'ın gelir bazında Arsenal'e fark attığı açıkça ortada. Maç günü gişe gelirleri, TV gelirleri ve ticari getiriler toplamı doğrultusunda United'ın net geliri (turnover) rakibinden 64 m £ önde. Kadrodaki yıldız futbolcuların fazla olması sonucunda da oyuncu ücretleri konusunda yine United'ın 21 m £'luk bir masraf fazlalığı var. Her iki kulübün net gelirinden masraflarını çıkarınca "vergi ve faiz öncesi net kazancına", yani EBITDA'ya ulaşıyoruz; ki bu da United için 101 m iken Arsenal adına 57 m £. 


Bu noktaya kadar United için "vay be, basmış Arsenal'e" denebilir. Ancak "Glazer etkisi" asıl bundan sonra başlıyor. Tablonun daha alt kısımlarında United ve Arsenal'i ayıran iki kalem var: Goodwill (şerefiye) ve Net Interest Payable (net faiz gideri). Şerefiye, Glazer'ların Manchester United'ı satın alırken bir anlamda onun marka itibarına ödemiş olduğu ek ücret. Tamamen yüzeysel ve fiktif bir örnek vermek gerekirse aslında United'ın ederi 100 lirayken bu arkadaşlar gidip 140 lira ödemişler mesela. Ancak aradaki bu farkı da muhasebe kuralları gereği her yıl kâr/zarar tablosunda gider olarak yansıtmak zorundalar. Bu rakam da geçtiğimiz sezon adına 35 m £'a denk geliyor. Yine de United'ın dengelerini alt üst eden kalem bu değil. Çünkü Glazerlar kulübü satın almak için o kadar büyük bir borca girdi ki öde öde bitmiyor! Aldıkları kredilerin faizleri tabloda görüldüğü üzere 107 m £'a ulaştı; ki kulübün şu anki kanayan yarası tam da bu, yani faiz giderleri...



Bahsettiğimiz son iki kalemin yadsınamaz etkisi sonucunda United'ın 101 m £'luk rekor kazancı (amortisman ve diğer gider kalemlerini de eklersek) 80 m £'luk dev bir vergi öncesi zarara dönüşüveriyor. Düşünün ki bu zararı telafi etmek adına bir tane daha Cristiano Ronaldo satmaları gerek! Öte yandan Arsenal'in 57 m ederindeki kazancı ise benzer giderler düşünce 44 m £'luk bir kâr doğuruyor.


Manchester United'ın malum gidişatının uzun vadede sürdürülebilir olmadığını söylemek zor değil. 2 sezon önce Ronaldo satıldı ve bu şekilde benzer bir zarardan kaçınılmış oldu. Ocak ayında da Rooney yüksek fiyata satıldı diyelim. Peki ya sonrası? Tablodaki durum birkaç yıl daha devam ederse United'ın bankada stokta duran parası borç ödemekten erimiş olacak. Kulübün bu derece büyük giderleri karşılamak için gelirlerini her yıl hızlıca büyütmek gibi bir zorunluluğu doğacak. Bu da her sezon ligde ve Şampiyonlar Ligi'nde olabildiğince başarılı olmayı gerektiriyor. Keza aksi bir durum, para musluklarının kesilmesi veya hızının azalması demek. 


Bunun haricinde mesela Arsenal'in biraz daha pişirip iyi fiyata satabileceği Wilshere, Ramsey, Carlos Vela, Diaby, Denilson ve Song gibi gençlerinin yanında son derece dinamik bir altyapısı var. Tabii bir ayağı Nou Camp'ta olan Fabregas'ı da unutmamak gerek. Peki Manchester cephesinde benzer bir durumu görebiliyor muyuz? Rooney'yi bir kenara koyarsak Javier Hernandez ve belki Gibson haricinde Arsenal'deki gibi bir potansiyel göze çarpmıyor çünkü United'ın altyapı sistemi de eskiye nazaran paslanmış vaziyette. Böylece elindekini nakde çevirip yenisini yetiştirme olanağı da neredeyse sıfır. Başka bir deyişle, oyuncu satıp para kazanırken aynı zamanda başarı çizgisini korumak United adına şu an için pek mümkün görünmüyor.


Özetle Manchester United'ın işi zordan da öte. Liverpool gibi fırtınali bir döneme girerler mi bilemeyiz ama Amerikalılar'ı biraz tanıyorsak, girdikleri işten bu derece büyük bir zararı kapatmadan çıkmayacaklarını söyleyebiliriz. 

0 yorum

Yorum Gönder