Genel olarak bloglara baktığımda değinilen konu haklı olarak kadro seçimi. Böyle durumlarda zaten her yerde bulunan şeyleri tekrar etmekten kaçınırım. Sonuçta farklı bir şey yazmayacaksam niye yazayım gibi bir anlayışım da var; ama kadro seçimine gerçekten inanamıyorum.
Şimdi kulüp takımları için ilk 11'leri eleştirirken şöyle bir mantık yürütürüm. "Adam sürekli takımla beraber. Neredeyse her gün beraber idmana çıkıyorlar. Futbolcunun ne yeyip ne içtiğini bile biliyor antrenörler. Ben daha mı iyi bileceğim o adamdan hangi oyuncuyu oynatacağımı?" Yanlış anlaşılmasın kulüp takımlarındaki anrrenörlerin ilk 11 tercihleri eleştirilmemeli tarzında bir şey demiyorum. Tabi ki eleştiriler olur, ama "lan bu adamı da oynatmıyorsan sen de adam değilsin" gibi ağır ithamlardan pek de hazzetmem.
Milli takıma gelecek olursak. Antrenör takım kadrosunu seçmek için ne yapıyor. Lig maçlarını izliyor. Kendi oyun sistemine uygun, formda oyuncuları kadroya çağırıyor. Şimdi benim bir futbol sistemim olmadığı için kendi sistemime göre kadro seçemiyorum ama Hiddink'ten çok lig maçı takip ettiğime eminim. O yüzden milli takım kadrosuna sallama hakkını kendimde layıkıyla görüyorum. ( Diyelim yok öyle bir hakkım, kim karışır lan benim blogum)
Ne diyor milli takımımızın teknik ekibi. " kendi oyun sistemimize uygun oyuncuları çağırıyoruz". Tamam çağırdın. Volkan Şen uymuyor senin oyun anlayışına (ne anlayışmış arkadaş) Mehmet Topal uymuyor (tamam hadi anladık). Ama yani takımın sol kanadına bir bakar mısınız? Arkada Sabri önünde Hamit. Euro 2008'de sağ kanadımızdaki ikili. Kenarda oturan adam İsmail Köybaşı. Takıma çağrılmayan adam, Türkiye'nin en formda sol beki İbrahim Üzülmez. Sabri, Galatasaray gibi herkesin her yerde denendiği bir takımda bile sakatlık dışında sol bek oynamadı yahu. Hamit gelmiş 30'una. Yeniden mi keşfedeceksin Hamit'i sol kanatta oynatarak. Yani yok süper bir sağ kanat oyuncun vardır. Onu oynatmak istersin ama Hamit'ten de vazgeçemezsin onu anlarım; ama Özer gibi kendi takımında sol kanat oynayan (Volkan Şen'den daha çok uyuyormuş Hiddink'in sistemine, hey allahım!) o da arasıra oynadığı zaman sol kanat oynayan bir adamı sağ kanada koymanın mantıklı bir açıklaması var mı merak ediyorum. Düşünüyorum, aklıma bir tek şu geliyor. Lahm çok iyi bindirmeler yapan bir adam, Hamit'in de defansif yönü kuvvetli. Hamit geriye yardıma gelir Lahm'ı tutmak için gibi bir şey tek açıklamam. Özer'i açıklayamıyorum ama kesinlikle.
İlk dakikalarda neyi gördük Milli Takım'ımızda, "önde basmak"tı taktik. Madem önde basacağız Halil'in orada işi ne. Azılı Alman savunmasından hava topu almak mı? Mertesacker'den kafa topu almak için Crouch olman gerekir. Zaten araya paslarla çıkmaya çalışıyoruz. Sercan nerede?
Aurelio sakatlandı. Tuncay'ı alabilirsin oyuna. Ama taktiğini değiştireceksindir o zaman alırsın Aurelio yerine Tuncay'ı. Nuri'yi Aurelio'nun yerine kaydırıp son haftalarda Avrupa'nın en formda adamlarından birini yemezsin defansın önünde.
Severim böyle afaki şeyleri o yüzden kurayım kendi kadromu hemen. İsteyen de kursun kendi kadrosunu yorum kısmında konuşalım dertleşelim.
Volkan-G.Gönül-Servet-Toraman-İ.Üzülmez, M.Topal-Emre-Nuri, Hamit-Volkan Şen-Mevlüt(Sercan)
Neyse bence hezimetten kurtulduk, güzel oldu 3-0. Mesut'u da tebrik etmek lazım taş gibi top oynadı gerçekten, maçın yıldızıydı. Golden sonra sevinmemesi de o kadar ıslıklanmasına rağmen bence güzeldi. Mesut konusunda da bir şeyler yazasım var, bir ara yazacağım, ona şimdi girmeyeyim yazı Gılgamış destanına dönüşmesin.
"Oğuz Çetin'in takımı bu Hiddink bir el atsın... söylemi dünyanın en saçma söylemi. Adam takımın başına geleli aylar oldu takımı hala Oğuz Çetin seçiyor. Hiddink de kalkan görevi görüyor. Kimse sallayamaz tabi Hiddink'e, gelmiş geçmiş en başarılı milli takım antrenörlerinden biri olduğu için,oh Oğuz'da onun kalkanının altında teknik direktörcülük oynuyor.
Bu arada yenildik diye sallıyorum sanılmasın. "Kazandığımız maçları da nasıl kazandığımız belli zaten" diye bakan bir adamım. Belçika maçının ikinci yarısında da öyle "oh özlediğimiz takım bu" dedirtecek bir futbol oynamadık. Söylemesi ayıp bok gibi oynarken, vasat oynamaya başladık o da yetti işte. Böyle devam ederse sadece idare edebiliriz, dahası olmaz. Hiddink'ten umduğumuz o "sürekli kupalara katılan ve istikrar yakalamış milli takım" hayalimiz de yalan olur. İnşallah zamanla yanılırım.
Volkan-Sabri-Toraman-Ömer-İ.Üzülmez, Hamit-M.Topal-Nuri, Volkan Şen-Mevlüt-Gökdeniz