TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Yalancı Romantikler

Cengiz Bahadır Özdemir 16 Ocak 2011

Bu yazıyı yazayım mı, yazmayayım mı diye çok düşündüm. Çünkü biliyorum ki söyleyeceklerime pek çok kişi katılmayacak. Zaten fazla kişinin katılmayacağı bir görüş olacağı için dillendirme gereği duymadım. Ama artık etrafımda o kadar çok boş konuşan insan var ki, dayanamadım ve birkaç satır karalamaya karar verdim. Romantik futbol ikiyüzlülüğünden bahsetmek istiyorum.

Başta kendi durumumu belirteyim de, sonra kalkıp saçma sapan şeyler yazılmasın. Endüstriyel futbola tamamen karşı olan biri değilim. Maçları insan gibi izleme taraftarıyım. Ama müşteri olmak da hiçbir zaman istemem. 11 tane yıldız oyuncu istemem ama 1 yıldız oyuncu geldiği vakit de ona ayrı bir değer gösteririm. Bunların dışında, Total Futbol, Catenaccio zamanlarını hem okumayı hem de dinlemeyi severim. Eskilere dair FUTBOL anılarından HAYAT dersi çıkarırım. Sanırım konumumu az-çok ifade ettim. Gelelim asıl meseleye.

Geçtiğimiz günlerde Ali Sami Yen Stadı'ndan ayrılmak zorunda kaldı Galatasaray taraftarı. Açıkçası, kendimi öyle bir konumda düşünemiyorum. İnönü Stadyumu'nu bırakıp (Ulan ben İnönü ismine gıcıktım, şimdi önüne Fi-Yapı getirdiler) Beylikdüzü'nde bir stada gitmeyi istemem. Galatasaraylı kardeşlerimi anlıyorum. Ancak ortada bir gerçek var ve bu gerçeğe de alışmak zorundalar. Artık yeni stat TT Arena. Burada bir açılış yapıldı. Açılış çok konuşuldu. Protestolar haklı-haksız noktasına gelmeyeceğim. Ama protestoların sebebi büyük çoğunlukla TOKİ başkanının yaptığı saçma sapan konuşmadır. Maç başlamadan, başbakan ve tayfası stadı terk etti. Maç bitmeden de Adnan Polat. Bunlarla ilgili herkes konuştu, üstüne laf etmenin anlamı yok. Ardından bugün Kardemir Karabükspor'un, bu protestoları protesto ettiğini duyduk. İşte bu andan itibaren kızılca kıyamet koptu.

Evet, Karabükspor'a ne oluyor da bir takımın içindeki harekete laf edebiliyor. Ama benim sinirimi bozan, koskoca kulübü itin götüne sokan kitledir. Daha düne kadar Maden İşçileri edebiyatı ile romantizm dolu yazılar yazan, onları yücelten, onların ligde başarılı olmasını isteyen kişiler (öyle gözükenler daha doğrusu) bir açıklama ile Karabükspor'u bitirmeye çalışmaya başladılar. Karabük üzerinden kömür esprileri yapanlar, kalkıp yalakalık diyenler, yeni stat istiyor diyenler... Bunları, futboldan soyut bir şekilde yaşayan insanlar söyleseler anlarım. Sonuçta hayatımız siyaset. Yorum yapılabilir. Ama futbol romantiği diye dolaşıp bu lafları edenlere karşı tepkim de bellidir.

Daha düne kadar "İşte madencilerin takımı" diye masal anlat, ardından "E zaten hükümete yakın sendikaya bağlılar, bekliyorduk" de. Bu takım, iki gün evvel hükümete yakın sendikacılara geçmedi. Aklınız o zaman neredeydi? Benim amacım bu kişilerin siyasi görüşlerini eleştirmek ya da futbol bilgilerini sınamak değil. Eminim futbol bilgileri benden daha üst düzeydedir. Eminim siyaseti, tarihsel-sosyolojik-psikolojik bir bilim olarak görüyorlardır. Ama işin içine karakter girince büyük soru işaretleri çıkıyor.

Bilen bilir. Liverpool'u seven biri değilim. Bir United fanatiği olarak Liverpool'a karşı bir sevgi beslemem beklenemez. Ha, kalkıp Gerard Baba'ya laf edecek kadar bilinçsiz de değilim. Aslında ikisinin de tarihleri benzeşiyor (Heysel-Münih, Milan finali-Münih finali). İkisinin de ABD'li sahipleri var. Ama Liverpool daha destansı anlatılır. İşte bu destansı anlatılan Liverpool'un sahiplerine onlarca laf edilir. Ama hiçbir zaman Liverpool ismine sataşılmaz. Çünkü o başka bir şeydir. Ama Liverpool ismi yerine Karabük ismini koyduğunuz zaman bizim sahte romantiklerin gözleri döner. Anlatmak istediğim de bu. Bizim futbol romantizmimiz anca ülke dışında oynayan takımlar için oluşuyor. Ülke içindekilerde daha yanar döner olabiliyoruz.

Yazıyı bir soru ile bitirelim. 1. ligde mücadele etmiş, bir zamanların bela takımı Erzurumspor mali sıkıntılar yüzünden Amatör Lig'e düşürülürken neden ses çıkmadı? Onların hikayesi çok etkili değil mi? Hadi o kadar "uzak doğu" ya gitmeyelim; Kocaelispor için neden birkaç kelime yazıp sesinizi çıkarmadınız? Onların Avrupa macerası da var üstelik. Sorularım çakma romantiklere. Yoksa ben hala 60'ların 70'lerin futbolunu anlatan insanları dinlemek isterim.

0 yorum

Yorum Gönder