TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Galatasaray'da Yeniden YapılanMA

Efe Yılmaz 23 Haziran 2010 ,


Galatasaray genelde yakaladığı başarılarda süreklilik sağlayabilen bir takımdır. En azından 2000 senesine kadar geçen süreçte bu durum böyleydi. 1961-2000 seneleri arasında yaşanan 14 şampiyonluktan sadece 1968-1969 sezonundaki şampiyonluğun devamı ertesi sene gelmemiştir. 2000 senesinden beri ise Galatasaray'ın üst üste 2 sezon şampiyonluğu olmamıştır. Başarıdaki süreklilik, yerini istikrarsızlığa ve yeniden yapılanmalara bırakmıştır. Yeniden yapılanmalara bazen devrim denilmiştir, devrimin ne olduğunu bilmeyen insanlar tarafından.

Her devrim kendi çocuklarını yer. Bu dünya üzerinde yazılı olmayan kanunlardan birisidir. Adnan Polat başkan seçildiği sezonun sonunda, takım kadrosunda büyük bir yenilenme olmuştu. Taraftarın tepkili olduğu Orhan Ak, Cihan Haspolatlı ve Volkan Arslan gibi yüzü eskimiş oyuncular gönderilmiş, altyapıdan çıkan oyuncular ve yeni transferle yeniden yapılanma yoluna gidilmişti. O seneki şartlar düşünüldüğünde bu haklı bir hamleydi. Taraftar yıllardır yapılan garip transferlerden büyük hayal kırıklıkları yaşamıştı.

Aradan 3 sezon geçti, bu 3 sezonda Galatasaray 5 teknik direktör ile çalıştı, Şampiyonlar Ligi'nde hiç grup maçı oynamadı, üst üste iki sezonda ikişer teknik direktör değişti. Değişmeyen tek isim ise Adnan Polat'tı. Geçtiğimiz sezonun başında atacağı bir kurşun kalmıştı Adan Polat'ın. O kurşunun hedefi bulması gerekiyordu. Öyle bir hamle yapmalı ki, kredi kazanmalıydı. Frank Rijkaard'ın getirilmesi yönetime bu krediyi fazlasıyla verdi. Hatta hiç beklenmeyecek soğuk kanlılıkla yapılan "Rijkaard'ı getirirken hedefimiz şampiyonluk değil, biz buraya Rijkaard'ı devrim yapması için getirdik" açıklaması ise beklenenin ötesinde bir huzur vermişti Galatasaray taraftarına.Ama yönetim devrime sahip çıkabilecek kadar soğuk kanlı olamadı. 8 maçlık seri sonunda Frank Rijkaard hariç herkes hedefleri yükseltmişti. Yönetimin, "Galatasaray, yarıştığı her kulvarda şampiyonluğa adaydır" söylemi ile akıl tutulmasının ilk adımı atılıyordu.. Takımın lider olduğu 21 ile 24 haftalar arasında ise 2000 ruhu geri getirilmişti takıma.

Halbuki takım başında ruh işlerinden ziyade rasyonel doğrulara kafayı takmış, günü kurtarmak yerine uzun vadeli hamleler yapmaya çalışan Frank Rijkaard vardı. Ama durum garip ötesi bir hal aldı, yönetim anlayışı Frank Rijkaard'a benzeyeceğine, Rijkaard bizleşiyor ve günü kurtarma hamleleri peşi sıra geliyordu. Sezon biterken, 2010 model Metin Oktay yapılmaya çalışılan Arda Turan'a tribünler en zayıf ve özel noktasından saldırıyordu. Bu saldırıyı engelleyebilecek yöneticiler ise üç maymunu oynuyordu. Böyle bir sezonu geride bırakan Galatasaray'ın 2010-2011 sezonu için neler yapacağı merak ediliyordu.

Yabancı transferinde hala belirsizlikler hakim olsa da, Galatasaray'ın yerli oyuncu kadrosunda yeniden yapılanmaya gittiğini söyleyebiliriz. Sağlıksız mali yapı içinde, transfere bütçe yaratmak için, para eden yerli oyuncular elden çıkarılıyor, takıma düşük maliyetli yerli oyuncular ile takviye yapılıyor. Serdar Özkan ve Ali Turan transferleri bonservis bedeli olmadığı tercih ediliyor, Çağlar transferinde ise takımın alt yapısından 4 futbolcu ve bir miktar para veriliyordu. Bugün ise Emre Güngör Gaziantepspor'a, Uğur Uçar ise Ankaragücü'ne transfer oldu. Takım bu transferden toplam 3.3 milyon TL para kazandı.

Her üç sezonda bir yeniden yapılanmayı adet haline getiren Galatasaray'da Kewell ve Santos'un durumu belirsizliğini kuruyor hala. Onlarında takımdan ayrılması ve yerlerine yeni oyuncular alınması halinde, takımda en az 5 yeni futbolcu olacak. Onların Galatasaray'a alışması, Rijkaard'ın sistemine uygunlukları gibi kriterler sonucunda işlerin rayına oturması gene zaman alacak. Galatasaray, inşa ettiği binanın üzerine taş koymayıp, sürekli temeli ile oynuyor binanın. Bakalım bu inşaatın kabası ne zaman bitecek, ve Galatasaray'da işler yoluna girecek.

1 Yorum

  1. fizik kabiliyeti düşük teknik kabiliyeti yüksek bi' takım oldu galatasaray. bence geçen seneki başarısızlığın nedeni bu. rijkaard'ın futbol anlayışı türkiye'nin tersine teknik kabiliyete dayalı. türkiye'de iki afili hareket yaptın mı ağzına kramponu sokarlar. benim anladığım rijkaard kendi bildiği futbolu türkiyeye dikte ettirmeye çalışıyor. yönetim de kısa vadede başarı peşinde. senin dediğin yere geliyor. yönetimin istekleriyle rijkaard'ın yöntemleri uyuşmuyor. yeniden yapılanacaklar :D

     

Yorum Gönder