Paraguay ilk kez çeyrek final görüp, sadece 2 gol yediyse en önemli paylardan biri de bu adama ait. 1.84'lük boyuna rağmen hava toplarındaki üstünlüğü, savunmada risksiz ama sakin oyunu, topu şişirmeden, ayağa paslarla oyuna sokması kupada gözümüze takılan en önemli özellikleriydi. İtalya maçında attığı golden sonra dikkatimi çekince internetten yaptığım kısa bir araştırma sonucu kupa öncesi, Haziran'da bitecek kontratının avantajıyla, Wigan'la ön sözleşme yaptığını öğrenmiştim. Wigan'ın Valencia, Palacios, Rodellega gibi Amerika kıtasından transferlerdeki başarısını düşününce Alcaraz konusunda da nokta atışı yaptıklarını söylemek yanlış olmazdı. Ama bugün Alcaraz tarafından yapıldığı söylenen bir açıklama beni bu yazıyı yazmaya itti.
Ülke basınına yaptığı bir açıklamada Alcaraz, kendisine İspanya ve İtalya'dan da cazip teklifler olduğunu, Wigan'la sözleşme yapmış olsa da başka fırsatları değerlendirebileceğini, kendisiyle ilgilenen her kulübe gitme ihtimalinin olduğunu belirtmiş. Ben de umuyorum ki ülkemizden bir kulüp kendisiyle ilgilenir ve transferini gerçekleştirir.
Alcaraz aslında 19 yaşındayken Fiorentina'ya transfer olmuş ama kulübün alt liglere doğru serbest düşüşe geçtiği kriz zamanına denk geldiği için Beira Mar'a atmış kendisini. Portekiz'de geçen 4 sezon ve yükselinen kaptanlıktan sonra Brugge'e transfer olmuş. 3 yıl boyunca da Belçika'da başarıyla oynamış.
İlk golünü attığı İtalya maçı onun milli takımdaki 7. maçıydı sadece. Bu yüzden Dünya Kupası'nda parlayıp, sonrasında sönecek bir yıldız gözüyle de değerlendirmek mümkün. Ama bana göre, sözleşmesinin sona ermiş olmasının da avantajıyla, mantıklı bir transfer hamlesi. Henüz izlememiş olanlar varsa, oyun stili olarak Inter'li Cordoba'ya çok benziyor. Hem de daha uzunu:)
0 yorum