2 sene önce EURO 2008 finalinde karşılaşan iki takım, bu sefer Dünya Kupası yarı final maçında rakip oldular. O zamanlar Barcelona soslu İspanya tartışmasız en iyi futbolu oynayan takımdı. Futbolları zirveye çıktı ve bunun doğal sonucu olarak oynadıkları futbola antitezler üretilmeye başlandı. Zaman zaman bazı kulüp takımları Barcelona'yı durdurma başarısını gösterirken, bazı milli takımlarda bir şekilde İspanya'yı durdurmayı başardı. Çıtayı zirvenin tepesine koyan takım olarak, şimdi zaman zaman burun kıvıranlar oluyor oynadıkları futbola. Yani onların ivmeleri iniş yönünde.
2008 yazında ise Almanya finalde İspanya karşısında pek varlık gösterememişti. Teknik direkötür değişti, kadro değişti. Bu ikisinin sonucu olarak oynanan futbol değişti. İngiltere ve Arjantin gibi iki önemli takımı da dörtleyince Almanya bu eşleşme daha ilginç bir hal aldı. Sıkıcı futbollarını terk eden Panzerler kabul etmek lazım, sonuç odaklı düşünmeyen futbol tutkunlarının gözünde bu turnuvadaki takımlar içinde en iyisi. Futbolları yükselişteydi ve bu maç öncesi en az Boğalar kadar iddialı olan taraftı.
Topa sahip olmayı seven İspanyollar maça topa hakim olarak başladılar. Sonuçta takımdaki en etkisiz oyuncu olarak göze batan Basquets bile ligimizde Evliya Çelebi sayılacak bir isim. Onlar pas oyunlarında top ileri taşırken, Almanya özellikle maçın ilk yarısında alan savunması dersi veriyordu. Orta sahada Khedira ve Schweinsteiger gerekli bozuculuğu yapıyor, defansın göbeğindeki Mertesacker ve Friedrich pasları kusursuz kesiyordu. İlk yarıda defansın arkasına Villa bir defa sarktı o pozisyonda da Almanya kalecisi Neuer zamanında kalesinden çıktı. Almanya ise yeni yıldızı Müller'den yoksundu. Bu yoksunluk topu hızla ileriye taşıyamama konusunda fazlasıyla büktü Panzerler'in belini.
İkinci yarıya ise İspanya oyuncu değişikliği yapmadan başladı, ama Xabi Alonso stoper önü bekçiliğinden orta saha oyunculuğuna terfi ettirilmişti. Topu kaleye taşırken kullanılan fazladan bir pas alternatifi, geçilmez gözüken Almanya savunmasında delikler oluşturmaya başladı. Uzaktan şutlar, ceza sahasına dalışlarla gol arayan İspanya golü bulamasa bile, oyunun hakimiyetini ele geçirdi. Tam bu sırada yeni model Panzerler bu turnuvada yaptıkları en iyi işi denediler, ve hızlı bir atak sonucu Kroos kaçırılması zor bir pozisyona girdi. Ve bence Almanya adına maçın kırılma anı bu oldu. Kroos takımının maç boyunca girdiği en net gol pozisyonunu harcadı. Top ustası İspanyollar, Almanya'yı kornerden buldukları bir golle mağlup ettiler. Maçın geri kalanına yönelik en akılda kalan sahne ise, Pedro'nun sorumsuzca topu ayağında tutarak, İspanya'nın farkı ikileyip maçı bitirme şansını kullanamadığı pozisyon oldu.
2 senede aslında değişen çok şey oldu iki takım adına. İki takımında farklı teknik direktörleri var.
O turnuvanın kahramanı Torres iken, bu turnuvanın golcüsü Villa oldu. Almanya gençleşti ve keyif veren futbol oynamaya başladı. Asıl merak ettiğim şey şu. Bu turnuvadan sonra kazanmak için eski sıkıcı futbollarına dönecekler mi, yoksa kupalara hasret kalmayı göze alıp biz güzel futbol aşıklarına bu keyfi yaşatmaya devam edecekler mi?
Finalde garip bir maç bizi bekliyor. Romantik futbolu terk eden Hollanda ile 2008'e göre daha garantici bir takım haline gelen İspanya karşılaşacak. Bakalım yeni ucubemiz ahtapot Paul konuyla ilgili neler söyleyecek.
0 yorum