TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

"Aidiyet"

Serhat Gürcan Gündüz 13 Ocak 2011 ,



Birkaç kere denemiş olsam da bu yazıyı yazmayı, gönlüm el vermedi hiçbir denememde. Bir Fenerbahçe'li olarak en az Galatasaray'lı arkadaşlarımız kadar üzüldüm açıkçası. Çünkü orası sadece Galatasaray'ın değil, Türk futbol tarihine geçen önemli başarıların kazanıldığı, deplasman takımı taraftarlarının da unutulmaz anılarının olduğu bir yerdi. Yıkılan sadece stat değil, oradaki anılardı...

İlk deplasman maçımdı Sami yen. 2000 - 2001 senesinde İstanbulspor- Fenerbahçe maçı Ali Sami Yen'de oynanmıştı. Kapalı üstte izlemiştik babamla maçı. O günden sonra benim için Mecidiyeköy Galatasaray, Galatasaray ise Mecidiyeköy oldu.

Şimdi yıkılıyor Sami Yen o hatıralarla birlikte. Galatasaray artık Aslantepe Türk Telekom Arena'da oynayacak maçlarını. Şunu söylemek bile zor geliyor adama. Peki Galatasaray taraftarı alışabilecek mi? Ne bileyim, yıllardır maça girmeden önce bozuk parası ile "dur bari çekirdek alayım" deyip girdiği bakkalı göremeyince ne hissedecek? Eskiden maça giderken kullandığı yoldan farklı bir yolda maç havasına girebilecek mi?

İnsan yıllarca yaşadığı evinden taşınıp, başka bir semte yerleştiğinde bile kendisini bir müddet oraya "ait" hissetmiyor. Ama şartlar bazen değişikliği gerektiriyor (tabi Sami Yen yıkılıp tekrar yapılamaz mıydı o da ayrı bir soru). Taşındığı semtte bir kaç kere kaybolsa da, yeni mahallesinin kasabına eski semtindeki kasabın adıyla hitap etsede alışıyor sonunda. Galatasaray taraftarı içinde aynı şey olacak belli ki. Maça gitmek için otobüs beklerken belki yanlışlıkla Mecidiyeköy otobüsüne binecek tekrar. Doğru otobüse bindiği zamanda farklı bir yoldan geçtiğini fark edince "acaba yanlış otobüse mi bindim?" diye soracak kendine. Biz Galatasaray'ın içeride mi dışarıda mı oynadığını hatırlamadığımız da "maç Mecidiyeköy'de mi?" diye soracağız farkında olmadan. Futbolcular bir kaç kez soyunma odasının yerini karıştıracak, hatta tünelin yeri eski tarafta sanıp hakem düdüğü çaldığında o tarafa doğru yönelecekler. Liradan altı sıfır atıldığında nasıl şaşırıp, "aman ne milyonu, üç lira işte" dediğimiz günler gibi olacak uzun bir süre.

Sonra bir jenerasyon gelecek, bırakın Sami Yen'de maç izlemeyi yanından bile geçmemiş olacak. O başarıların kazanıldığı maçları kasetlerden izleyecek. "Demek orada stat vardı eskiden" diye soracaklar birde. Tabi zaman içerisinde bizde alışıp, unutacağız Sami Yen stadını. Şaşırmadan tek bir seferde "Aslantepe'de maç" diyeceğiz. Galatasaray'ın maçlarını Sami Yen'de izlemiş olan taraftarlar ile o çimde oynayan oyuncuların kalbinde yaşayacak sadece. Birde tarihin tozlu sayfalarında.

Fenerbahçe stadı tamamen bittikten sonra maraton tribününde izlediğim ilk maç "olmamış abi" demiştim arkadaşlara. İnsan alıştığı şekilde göremeyince, ceylan derisi koltukta izlese de alışamıyor ilk önce. İnanın sırf alışamadığı için maça gitmeyen, gittiği zamanda açık tribünde maçı izleyen insanlar var hala Şükrü Saracoğlu'nda. Galatasaray tribünleri de hissedecek bu hisleri. Kabullenemeyecek, özleyecek, "nerede o eski Sami Yen'in kapalısı" diye soracak kendine. Umarım bu alışma sürecini birbirlerinden kopmadan, dağılmadan atlatırlar. Bizim yaşadıklarımız ortada...

Umarım hızlı geçer bu adaptasyon süreci ve eski Sami Yen tribünlerinden daha iyi, daha coşkulu olur telekom arena tribünleri. Zor günler geçiren ebedi dostumuz, ezeli rakibimiz dileriz eski günlerine geri döner bu statta. Fenerbahçe taraftarı olarak ilk Telekom deplasmanını iple çekiyor olacağım (Telekom deplasmanı deyince insan telefon faturasını yatırmaya gidecekmiş gibi hissediyor). Stat ile ilgili yapılması gereken eleştiriler yok mu? Elbette fazlasıyla var ama onlar başka bir yazıya artık. Son olarak İstanbulspor - Fenerbahçe maçının fotoğrafını ekleyelim. Son bir gönderme olsun bizden sizlere (:

0 yorum

Yorum Gönder