Şunu ne başından belirteyim ki bu yazı Kazım'ın Hannover maçında gol atması üzerine yazılmıştır. Ben Fenerbahçeliyim bunu da bilmeyenlere hatırlatayım. Benim için her zaman iyi oyuncu oldu Colin Kazım diyerek de mevzuya gireyim. Kazım'ın, Galatasaray'a transferi sonrası herkes yazıp çizerken, ben iş yükünden fırsat bulamadım. Madem yarın izinliyiz biz de bir şeyler yazalım hem uzun süredir blog yazısı yazmamanın acısını çıkarmış oluruz.
Bir defa Kazım ve kelepçe geyikleri aldı başını yürüdü. Twitter başta olmak üzere orada burada ben de katıldım bu dalga geçmelere orası ayrı. Ama işin bir de anlatılmayan ve ülkemizde de pek fazla önemsenmeyen gerçek bölümü var. Herkes biliyor ki Kazım malum olaydan aklandı. O gece aleminin baş kahramanları ise bugün halen Fenerbahçe forması giyerken Kazım dışarı da kaldı. Neden diye sormayın çünkü cevabı çok basit. Çünkü sağ kanatta alternatif bol ama sol bekte sıkıntı var. Young Boys maçında (bence haksız yere) oyundan atıldı çift sarı karttan cezası kesildi hemen Kazım'ın ama daha beterini PAOK maçında yapan Stoch'a gözler kapandı. Klasik sarı-lacivert adalet ondan esirgenmedi.
Bir de olayın sarı-kırmızı boyutu var ki orası daha enterasan. Kabullenemedi Galatasaray taraftarı daha ilk günden Kazım'ı. Sebep: rakiplerinin eskilerini istemiyorlar! Örneğin Beşiktaş bu furyayı ilk başlatan takımdır Fenerbahçe'den Galatasaray'dan bir dünya adam almıştır. Hayrını görememiştir ama Fenerbahçe ile dibe vurmuş Yusuf'u, devre arasında Bursa'dan alarak şampiyon olmuştur. Güzel bir örnektir Yusuf olayı herkes dalga geçmiştir yaşlı ve büyük takım oyuncusu değil diyerek. Ama Yusuf Şimşek verilen ikinci şansı değerlendirmiştir. Demek istediğim Kazım'ın suçu Gökhan Zan'ın, Serdar Özkan'ın kötü transferler olmaları değil de ona verilen ikinci şansı kullanamaması olmalı. Ki kullanmak zorunda değil, bakınız Burak Yılmaz'ın aklı üçüncü denemede Trabzon'da başına gelmiştir.
Neyse dönelim Kazım'a, disiplinsizliği ve gereksiz kart görme alışkanlığı ile eleştirdiğimiz arkadaşa. İlk geldiği sezon Zico yönetiminde tam 42 maça çıkmış Colin! Bunlardan 15'i ilk onbir ve sadece "3" sarı kartla tamamlamış sezonu. Ertesi yıl disiplinli Aragones ile 35 maç, 21 ilk onbir ve "1" kırmızı kart. 2009-10 sezonun da ise 18 maçta da ilk onbir ve yine "1" kırmızı kart. İlk geldiği yıl sadece 2 gol atarken takip eden senelerde 4 ve 5 gol atmış.
Gerçeği arayan gözler cevapları zaten bulurlar rakamlara dökmeye gerek bile yok. Kazım Fenerbahçe kariyeri boyunca her zaman istikrarlı oldu, ne güçsüz ne sakat oldu. Ondan faydalanmasını bilen Zico ve Daum'la çokta iyi maçlar çıkardı. Aragones ve Aykut'la başarılı olamadı. Ruhsuzlukla suçlanan son 10 yılın en başarılı Fener takımının kötü çocuğuydu, devamlı ipe çekilmek istendi. Çünkü Semih Şentürk gibi uslu çocuk değildi, basında sevenleri hayranları yoktu! Andre Santos ve Bilica ile kelepçeli partilere katılmadı ama onun adı yazıldı, orada olmadığını kanıtladı ama yine de gönderilen oldu. Şimdi Galatasaray'ın kapısından girdiğinde kuruldu idam sehpaları onun için. Ümit Karan'ın kaptanlık yaptığı takımın forması Kazım için fazla değerli bulunuyor ki Karan'ın onda biri kadar gece hayatı olmasına rağmen. Kendinden önce sarı-kırmızının hakkını veremeyenlerin cezasını yine Kazım çekiyor. Filmin sonu başlamadan belli. Sütten çıkmış ak kaşık olmayabilir bu Kıbrıs asıllı Türk pasaportlu oyuncu da ama bu kadar vurulmayı hak etmiyor. Belki talihi yanında olur da futbol oynaması için yaratılan bu adamın yolu Trabzon'a Şenol Güneş'in yanına düşer. İşte o zaman bu ülkede sorunun futbolcuların karakterlerinden öte onları yöneten teknik adam ve yönetimlerde olduğu gerçeğini bir kez daha tekrardan görme şansına sahip oluruz.
0 yorum