TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Veda Edememek

Onur Saygın 12 Ocak 2011



Her veda hüzünlüdür. Hala doğduğu evde yaşayan biri olarak taşınmanın getirdiği hüznü düne kadar anlayamamıştım. Olimpiyat'a gittiğimiz sene bu kadar içimiz burkulmamıştı. Ne de olsa bir gün geri gelecektik ama bu sefer öyle de olmadı.

Ali Sami Yen'e dair en eski anım tarihini tekrar aramama rağmen bulamadığım İrlanda ile oynanan maçtır. İlk ve son defa numaralı tribünde seyretmiştim maçı. Amigo Orhan henüz Mustafa Denizli'ye kafa atmamış, Abdullah Ercan hala Trabzonspor forması giyiyordu. Ne maçın skorunu, ne de oynanan futbolu hatırlıyorum. Tek hatırladığım hayran hayran kapalı tribünü seyrettiğimdi.


Ailedeki tek Galatasaraylı olmanın kötü yanlarından biri de kendi başına maça gidebilecek yaşa gelene kadar Galatasaray maçına gidememek oldu. Sonra bu açığı kapattığımı düşünsem de PSG maçında orada olamamak hala içimde uktedir. 2001-2002 sezonuyla beraber başladı mesaim tribünde. Sonrası Olimpiyat tekrar Ali Sami Yen ama Mecidiyeköy'ün yeri hep ayrı oldu bende.



Herkesin binlerce maç anısı vardır benim gibi. Ama belki de en şanslı Galatasaraylılardan biriyim. Ali Sami Yen çimlerine çıkıp, kale boş olsada gol atabilmiş biri olarak dün gece ışıkların kapanmasıyla benim de anılarımdan birinin ışıkları kapandı. İtfaiye kapısından içeri girişim, hemen Yeni Açık tarafına koşuşum hala en güzel rüyalarımda yer bulur kendine. Sadece 2 kere şut çekebildim güvenlik gelip saha kenarına çıkartana kadar. Oysa ki 10 yaşında çocuktum ne yapabilirdim ki çimlere. Tribünler boştu zaten Pazartesi günü, maç olmayan bir günde kim olur ki tribünde. Ama vurduğum top filelere temas ettiği anda dolmuştu o tribünler. Davulların sesini duyabiliyordum, meşalenin dumanı görüşümü bile engellemişti. Keşke o güvenlik biraz daha geç gelseydi Yeni Açıktaki tel örgülere tırmanabilseydim. Ama bu kadarı bile yetti üstünden neredeyse 15 sene geçti ama hala hayatımın en mutlu anıdır o gol.

Yaşlanıp bunayınca ufak çocukları hayattan bezdirircesine sürekli anlatacağım bir anım yıkılıyor şimdi. Hem de sadece lüks içinde maç seyredebilmek uğruna. Hiç bir zaman ısınamayacağım Seyrantepe'ye. Hala maç önceleri sokağa gidip ordan geçicem maçlara. Umarım yıllar içinde sahiplenirim Seyrantepe'yi de. Yoksa insanın evinde kendini oraya aitmiş gibi hissedememesi kadar kötü hiç bir şey olamaz.

1 Yorum

  1. Herkesin ışıkları kapatıp gittiğinde bitti sandığı, elveda deyip geride bıraktığı "öykü" benim adıma bir başlangıç aslında. Mecidiyeköy "sakini" olarak Ali Sami Yen'den kopan parçaların çevreye verdiği rahatsızlıktan öte "kalplere" verdiği rahatsızlığı her gün yaşayacağım.
    Onur Saygın'ın "aidiyetsizlik" duygusunda yanında ama yine de tribünde olarak...

     

Yorum Gönder