Fotoğrafta,
Jamario Moon'u önde,
Sessions ve
Harris'i de arkada, alınan bir mola için kenara gelirken görüyoruz. Birisi, boş verin molayı, siz direkt soyunma odasına devam edin dese, hiçbiri itiraz etmez herhalde.
112-57 biten maçın sonunu beklemenin çok da anlamı yok neticede.
Cleveland Cavaliers'ın yıllardır başı böyle öne eğilmiyordu ama
LeBron James'in
The Decision'ının Cavs için
The Downfall'a dönüşü çok uzun sürmedi. Geçen sezon yalnızca 21 kez mağlup olan Cavaliers'ın şimdiden 30 mağlubiyeti var. Galibiyet sayısı ise yalnızca 8. Ters çevirsen yine 8. Yani neresinden bakarsan bak, düpedüz rezillik.
Büyük yıldızlarını kaybeden takımların böyle çöküşler yaşadığına çok şahit olduk ama Cavs, yumuşak iniş yapmaya aday görülenlerden biriydi. Kazın ayağının öyle olmadığı ise çabuk anlaşıldı. Tabii ki takımın kazanma ritmini bu kadar çabuk kaybetmesinde üst üste gelen sakatlıkların etkisi de büyük.
Anderson Varejao,
Daniel Gibson,
Anthony Parker ve
Leon Powe, şu an takımdan ayrı olmasa üst üste 11 mağlubiyet gibi vahim bir tablo ortaya çıkmazdı sanırım.
Cavs'in sakatlıklar sebebiyle içinde bulunduğu durumu ve nasıl oyuncularla sahaya çıkmak zorunda kaldıklarını en iyi özetleyen ise Phoenix Suns'tan
Jared Dudley oldu. 7 maçtır Cavs forması giyen
Samardo Samuels'ı karşısında gördüğünde yaşadığı şaşkınlığı gizlemeyen Dudley,
"Oyuna kurabiye canavarını, o koca adamı soktular. Adını bile bilmiyorum ama dev gibiydi" diyerek vahim tabloyu gözler önüne serdi.
Anlaşılan o ki Cleveland Cavaliers'ı sezon boyunca bu tarz durumlara maruz kalırken göreceğiz. Henüz ocakta bu sezona noktayı koydular. Bundan sonraki kaderleri ise draft piyangosunun insafına bağlı olacak.
Bu arada Cavaliers'la ilgili ilginç bir not: Bundan önceki 5 sene boyunca takımın koçluğunu yapan
Mike Brown şu sıralar, oğlunun da oynadığı okul takımında Amerikan futbolu antrenörlüğü yapıyor ve kontratı gereği, Cavaliers'tan almaya devam ettiği yıllık 2 milyon doların tadını çıkarıyor.
0 yorum