TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Juan Aydın Pablo Yılmaz Pino

Efe Yılmaz 20 Temmuz 2010 ,

Galatasaray'ın son transferi Pino oldu. Açık konuşmak gerekirse Fransa ligi takipçisi olmadığımdan takımın gündemine girene kadar takip ettiğim bir futbolcu değildi. Ama son bir haftadır çağımızın nimeti internet sayesinde hakkında birşeyler izledim, okudum. İzlediğim viedolar ve okuduğum yazılarla oyuncunun futbolculuğu hakkında ahkam kesmek gibi bir niyetim yok. Ama bir benzerlik feci halde dikkatimi çekti.

2005-06 sezonunun en kritik golüne imza attığında Aydın Yılmaz ismi gündeme oturmuştu. Galatasaray'ın oyuncu tarlası(!) olan alt yapısının son ürünüydü. Taraftar olarak sevdik onu, verebileceğimiz kredinin maksimumunu verdik. Hem attığı bu gol, hem de 2005 senesinde U 17'de yaptıkları ile iştahımızı kabartıyor bize hayaller kurduruyordu. Sonra sakatlıklar yakasını bırakmadı. Kiralık olarak Manisa ve İBB maceraları yaşadı. Eski hocası Abdullah Avcı'nın idaresinde futbola yeniden döndü. Gelişmesi için zaman alması lazımdı, İBB ve Avcı ikilisi aslında onun futbolunu geliştirebilirdi. Ama o belki de mantığıyla değil duygularıyla hareket etti ve Galatasaray'a döndü. Sezona gene fena başlamadı. Frank Rijkaard'ın en azından rotasyonunda yer alacağına garanti gözüyle bakılıyordu ama sakatlık ve sonrasında sezon başı ritmi yakalayamamasıyla sezonun ikinci yarısını Eskişehir'de tamamladı. Bütün bu hikayenin en ilginç yanı ise kendisinin Abdullah Avcı olmadan o beklenilen yüksek performansı bir türlü gösteremeyişi.

Gelelim yeni transfer Pino'ya. 16 yaşında Kolombiya liginde profesyonel maça çıkıyor, Kolombiya 20 yaş altı milli takımında süper maçlar oynuyor. Fransa macerası ise tıpkı Aydın Yılmaz'ın TSL macerası. Sakatlık, formsuzluk kiralanma, yeniden takıma dönme ve az forma şansı bulma gibi durumlar onun içinde geçerli. Hızlı, çevik ve isabetli şutlarından bahsediliyor. Ama sertlik karşısındaki dayanıksızlığı, tıpkı Aydın gibi. Beklenilen seviyeyi aşamaması, sakatlıktan kurtulamaması, yıllardır patlamasının beklenmesi tıpkı Aydın gibi.

Serdar Özkan, Kewell, Arda ve hatta Elano, kanatlarda ve forvet arkasında oynayabilecek isimler. Elano dışındakilare bonservis vermediler. Pino'ya rivayetlere 4 milyon avro bonservis bedeli ödenecek. Eğer bu saydığım isimlerden Elano transferi gerçekleşmesse Pino'nun forma yarışındaki şansı çok az. Rijkaard Pino'nun bugüne kadar çalışacağı hocalar içinde en iyisi. Hollandalı kendisiyle ilginelip gelişimini tamamlaması yardımcı olabilir aslında. Ama ülkemizdeki futbol anlayışında olmamış adamları oldurmaya vakit ayırmaya zaman yok. Malesef takımlar özellikle büyük takımlar sürekli kazanmak zorundalar. Bizi kendisine benzeteceğine, üzerindeki baskılardan zaman zaman bizim çizgimize kayan Frank Rijkaard'ın durumuda düşünülürse Pino'nun patlayamama ihtimali daha fazla sanırım. Umarım yanılan ben ve bu karamsar bakışım olur. Ama Pino'nun bu fizik yapısı ve oyun anlayışındaki Latin Amerikalılar'a has eksikliklerle ligimizde kısa vadede başarılı olması zor gözüküyor. Bakalım sezon bize ve Pino'ya neler getirecek.

0 yorum

Yorum Gönder