TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Yüzmede Bir İlk

Cengiz Bahadır Özdemir 20 Temmuz 2010

Yaz tatilim dolayısıyla spora epey uzak kalmıştım. Ancak döndüğüm sırada gördüğüm bir haber beni ziyadesiyle mutlu etti. Yıllarca Derya Büyükuncu'ya bağlı kaldığımız, onun performansını sürekli eleştirdiğimiz bir zamanda (sanki başka sporcumuz varmış gibi) pırlanta gibi bir genç yüzmede yüzümüzü güldürdü. Ediz Yıldırımer 1993 doğumlu. Kendisi 2008 Pekin Olimpiyatları'na da katılmış ve bu alanda en genç üçüncü katılımcı olmayı başarmıştır. Her ne kadar finallere kalamamış olsa da 15 yaşındaki bir gencin olimpiyatlarda bizi temsil etmesi önemli bir gelişmeydi.

Aslında internette ufak bir araştırma yapıldığında Ediz ile ilgili pek çok hayat hikayesi görebiliriz. 1999 Depremi sonrasında taşınmalarını, burs kazanarak ABD'de eğitim görmeye başlamasını ve tekrar yurda dönmesini pek çok yerde bulabiliriz. Genç yaşta başına onca şey gelmesine rağmen şu anda en çok konuşulan sporcular arasına girmiş durumda. Bu da azmin bir zaferi olsa gerek. 2008'deki kısmi başarısızlıktan sonra 2009'da bir başka haberle Ediz gündeme geldi. Ohio'daki Junior National Championships yarışlarında 15:11:41'lik derecesiyle Junior rekorunu kırarak şampiyon oluyordu. Geçtiğimiz günlerde ise Helsinki'deki Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası'na Türkiye adına katıldı. İkinci gün, 1500 metre serbestte üçüncü olarak bronz madalya alan sporcumuz, ardından 800 metre serbestte 8:03:17'lik dereceyle altın madalya alarak büyük bir başarıya imza attı. Türkiye adına, Avrupa Şampiyonası'nda altın madalya kazanan ilk yüzücü olmayı başaran Ediz Yıldırımer şimdiden Türk spor tarihine geçti.
Şu anda her şey iyi gidiyor. 2012 Olimpiyatları'na katılacağını da düşünürsek bu tip başarıların daha büyüklerine de hazırlıklı olmalıyız. Ancak benim canımı sıkan bir durum var. Ya medya yine olayları şişiriyor ya da bu genç sporcumuz biraz erken konuşmalara başlamış. ''Amatör'' olarak gösterilen spor dallarıyla uğraşan kişilerin, uluslararası müsabakalarda madalyalar aldıktan sonra ''ilgisizlikten şikayetçi olmaları'', ''devletin kendilerini desteklemediğini belirtmesi'' artık moda olmuş durumda. İşte son olarak Tuğba Karademir buz patenini bıraktı. Bırakırken de ilgisizliği ve devletin kendisini desteklememesini dile getirdi. Bunların hepsi doğrudur ancak sadece bu mazeretlere sığınarak dikkat çekmeye çalışmakla bir yere varılamaz. Öyle olsa en çok taekvando, halter ve judo sporu ile uğraşanların isyan etmesi gerekirdi. Buradaki sporcularımız neredeyse her ay madalyalarla ülkeye geliyorlar.

Konu dallanıp budaklanmadan Ediz'in bazı açıklamalarını yazmak istiyorum. Üstte de belirttiğim gibi, bunlar medyanın uydurması da olabilir. ''Türkiye'de maalesef örnek alacağım yüzücü yok'', ''Şu anda beklediğim ilgi mevcut. Ancak ileride istediğim desteği bulamazsam ABD Milli Takımı'nda yüzebilirim''... Şimdi bu iki cümleyi oturup düşünmek gerek. Devlet Bakanı Kürşad Tüzmen (ki kendisi yüzme ve dalış konusunda epey donanımlı bir insandır) kendisini aramış ve tebrik etmiş. Yurda döndüğü zaman bayraklarla karşılanmış. Daha ne istiyor bu genç adam? Kendisinden çok daha büyük işler imza atan diğer sporcular bu ilginin yarısını bile göremezken, eğer bu güzel tepkilere rağmen hoşnutsuzsa ABD adına yüzmeye başlayabilir. Derya Büyükuncu, hiç destek almadan beş kez olimpiyatlara gitmiştir. Başarısı var mıdır? Tartışılır. Ama olimpiyatlarda başarıdan önce oralarda yer almak önemlidir. Eğer kendisi de Türkiye'de örnek alacak birilerini bulamıyorsa hemen Derya Abi'sini incelesin. Örnek alacağı çok şey var. Bunlardan biri de efendilik olabilir.
Sporcumuzu tebrik ediyorum. Bu tip başarılarla yüzümüzü güldürmeye devam etmesi en önemli konudur. Ancak bunu yaparken de kendisini ne diğer sporculardan ne de bu ülkeden üstün görmeli. O konuda da çevresine büyük iş düşmekte.

2 yorum

  1. Kesinlikle önemli yerlere ünlem koymuşsun Bahadır. Zaten amatör diye nitelendirdiğimiz atletizm olsun tenis olsun cimnastik'inden (bu arada doğru yazılış cimnastiktir jimnastik değil) tekvandosuna kadar münferit başarılar ile Türk bayrağını sırtına geçirmiş ve yüklenmiş nice sporcu böylesi sivri çıkışlar yapmadı. Henüz çok genç ve yapması gereken yüzmek, konuşmak değil. Henüz! Murat Canbaş'lar Haldun Alagaş'lar Bahri Tanrıkulu'lar neler yaptı ülkeleri için ve nasıl yaptı.. Örnek almak için dönüp bakılacak yer sadece havuz olmasa gerek..

     
  2. Hele bir otur soluklan yeğenim demek lazım.

     

Yorum Gönder