TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG


Baştan söyleyeyim: Bu yazı herhangi bir analiz ya da yorumdan öte, kahvede okey oynayan 40-50 yaşlarındaki amcalara özgü milliyetçi duygular içermektedir, üsluba dikkat edilmemiştir ve mantık falan da barındırmamaktadır.

Dün Sırbistan maçını bayram tatili için yanlarına geldiğim akrabalarımla beraber izledim. Yaşça büyük kuzenimle izlemeye başladığımız maçın son periyoduna anneanemden teyzemlere, eniştemlerden diğer kuzenlere kadar yaklaşık 25 kişilik bir ekiple girdik. Zamanında Galatasaray'ın Süper Kupa maçı uzatmalara kaldığında balkondan çağırıp Tv karşısına oturttuğum anneanneme rakibin gavurluğundan:) dem vurup dua ettirmiştim. Dün de aynı ricada bulunup, teyzemleri de onun yanına ekleyerek maneviyatı en üst düzeye çıkarmaya çalışırken ağzımdan şu cümle çıkıverdi: "Bunları yenelim de finalde yenilmeye razıyım..." Sırplar'ın yüksek hücum yüzdeleri, ne savunma ne de hücumda ritmimizi bulamamış olmamız gibi olumsuzlukların yarattığı gerginlikle birlikte ağzımdan kaçan bir cümle oldu bu. Ama işin aslı şu anda yenelim, asalım, keselim modunda olmam...

Dün geceden beri uykumda, kahvaltıda, kutlamalarda hep ABD maçını düşündüm. Kafamda taktik varyasyonlar denedim, hepsinde de yenildim. Tek pozitif düşüncem Ömer Onan'ın Durant'i de sindirebileceğine inanmamdı ki biraz önce gazetede okuduğum üzere bizzat kendisi "Durant'i kim tutar bilemem ama ben tutamam" demiş! Benim en büyük korkum Kevin Love'dan yana. Adam maç başına 10 dakikadan az oynamasına rağmen girdiği anda smaç, ribaunt allah ne verdiyse yükleniyor. (kahve amcası mantığıyla yazıyorum demiştim) Bugün 5 dakikadan fazla süre almasın diye dua ediyorum...

Neyse Love mevzusu uzar, sadede gelecek olursak; bugüne kadar inanmadığımız turnuvalarda bile "hedef final" mottosuyla yola çıktık. Açık konuşalım, çoğumuz bunu bile beklemiyorduk. Kendi adıma bugüne kadar Tanjevic'i yerden yere vururken hep üstüne basa basa "2010'da madalya gelmezse ben onun..." tarzı eleştiriler yapıyordum. 6 yılda da olsa Türk Spor Tarihi'nin en büyük başarılarından birini yaşattığına göre benim Tanjevic'e hakkım helaldir. Daha önce yaptığım eleştirilerimi de bir demet 'kapak' olarak üstüme alıyorum. ABD'den 50 sayı fark yesek bile hepsine tek tek helal olsun ama ya kazanırsak? Yazının başında bahsettiğim amcaların veya küçük çocukların basketbola bakışı, bunu gören medyanın basketbola ilgisini arttırması vs. Hayalini kurması bile mükemmel ve bu hayalin gerçeğe dönüşebilme ihtimaline sadece 3 saat kaldı. Yanlış hatırlamıyorsam Fatih Terim demişti "Hedef niye final olsun, finale çıkarsam kupayı da alırım" diye. Hangi takımı olursa olsun, formasında ABD yazan bir basketbol takımını mağlup ederek kazanılacak bir kupanın hayali tüylerimi diken diken ediyor. Hadi lan 12 Dev Adam, yaparsınız be oğlum...

0 yorum

Yorum Gönder