TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

HAYAT BAZEN ZOR -II-

Efe Yılmaz 13 Eylül 2010 ,


Tarih:Eylül 1960 

Toptaşı Cezaevi-İstanbul
"Bir haber dolaştı: Metin Oktay Toptaşı Cezaevinde’ymiş. Hep birlikte onu görmeye gidecekmişiz. Araba vapuru iskeleye yanaşınca, bağrış çağrış çıkıp çarşının içinden Ahmediye’ye doğru başladık yürümeye, bayağı bir gösteri yürüyüşü! Bu kez pencereden sarkıyor insanlar. Onların ilgilendiğini görünce, büsbütün şımarıp, inletiyoruz ortalığı “Metin! Metin!” Toptaşı Cezaevi’ne ulaştığımızda sokaklara zor sığıyoruz. Bu nasıl bir sevgi!”*

HÜKÜM
Görünür sebep "darbe" tutanaklarında muhtemelen şöyle yer alırken: "Davalı'nın maç günü izinlerini karnesine işletmediği gerekçesiyle, halihazırda tamamlamış olduğu askerlik görevinin  8 gün eksik sayılmasına ve TCK'nın...."
Bilinir sebep ise; askeri yönetimin  mevcut durumda bir güç gösterisi yapma isteği olarak kalplerde süratle hükme bağlanıyordu. 
Bir süre Toptaşı ardından da Paşakapısı Cezaevlerinde geçen toplam 45 günden sonra, vatana borçlu olduğu 8 gün için evi olan İzmir'deydi Metin.  Edebi gelenek zorunluluğu  üzere haksızlık mağduru kralın döneceği yer  ise krallığı olacaktır.

DÖNÜŞ
Tarih:29 Ekim 1960
 Rakip Cumhuriyet kupasında Karagümrük. Gündüz Kılıç o sözleri söyler: "Karagümrük''e karşı seni oynatmak istiyorum. Üzülme,verebileceğini ver.  Sen bize çok maç kazandırdın. Bugün de senin yüzünden kaybedelim. Seni hasretle bekleyen seyirciye ne olur bu saygıyı gösterelim."
Maç biter.Oyun bitiminde yorgunluktan sahadan kusarak ayrılan Kral'ın ismi maçın iki golünün sahibi olarak kayıtlardaki yerini almıştır bile.
Galatasaray:3 Karagümrük:0

Neden mi bu hikayeler? Göz yaşları içinde  darbe hikayelerini anlatmanın(!) moda olduğu bu dönemde tarihe selam edip; Taçsız Kralı taçlandırmak isteğiyle. Sadece mezarı başında ve başlama vuruşu öncesinde değil hayatla her omuz omuza mücadele de, özlenmenin özlemin isteğiyle. Efe Yılmaz'ın 6 Eylül 2010 tarihli yazısına itafen... Burada eksilip öte tarafta artan güzel Galatasaray'lılara...

Başlangıcını oğul Memed FUAD'la yaptığımız yazıyı babasıyla bitirelim.

Bir yandan cellatlar girdi araya,
Bir yandan, oyun etti bana
bu mendebur yürek,...
.......
 öleceğim rüyalarımın memleketinde,
 beyaz şehrinde en güzel günlerimin.
                                                                         Nazım HİKMET

*Memed FUAD  (Tribünden Palavra Anılar -iSTANBUL 1999)

Çok yönlü bir edebiyatçı; iyi bir sporcu ve spor adamı 1972-1980 arasında voleybol erkek milli  takımlarına antrenörü ve çeşitli branşlarda spor

Not: Yazıyı Spor İletişimi Sertifika Programı'ndan arkadaşımız Tufan Tulpar yazmıştır. Kendisi umarım en kısa sürede blogumuzu şereflendirecektir.

0 yorum

Yorum Gönder