TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

2010 NBA Draftları

Serhat Gürcan Gündüz 29 Haziran 2010 , ,



Biraz geç oldu draft değerlendirmeleri. Fakat beklediğinize değeceğine eminim. Oyuncuların bazılarını, özellikle NCAA sezonu boyunca izledim diyebilirim. Amerika'daki scoutların raporlarını da ayrıntılı bir şekilde okuma fırsatım oldu. O yüzden rahatlıkla söyleyebilirim ki, Türkçe bir kaynakta bulabileceğiniz en detaylı değerlendirme olacaktır. Öncelikle herkesin gözü, Nets ve Timberwolves takımları üzerindeydi. Hemen arkalarında ise Washington Wizards bulunuyordu. Bu 3 takımın seçimleri önümüzdeki sezon NBA'in bütün dengeleri açısından çok önemliydi. Özellikle John Wall ve DeMarcus Cousins'ı seçecek takımların hangileri olacağı merak konusuydu. John Wall ve Cousins'la beraber "Hot Prospect" olarak görülen 3 oyuncu daha vardı. Bunlar; Evan Turner, Derrick Favors ve Wesley Jhonson adındaki genç oyunculardı. Kısa keselim girizgahı. İlk 5 sıradan seçilen oyuncular dışında, ilk 10'a girmeyi başaran diğer oyuncularında kısa bir değerlendirmesini yapacağım sizler için.

1) John Wall (Washington Wizards) : 6 Eylül 1990 North Carolina/ Raleigh doğumlu olan John Wall liseyi "Word of God" isimli Hristiyanlık okulunda okudu. 1.93'lük boyuyla daha o dönemde yıldız avcılarının listesine 1. sıradan girmeyi başardı. Zaten topladığı ödüllerde bunun bir kanıtı. Kentucky Üniversitesine başladığında ise daha ilk maçında 19 sayı, 2 ribaund, 5 asist ve 3 top çalma ile oynadı. Bütün bunların yanında maçın bitimine beş saniye kala, üzerinde tonlarca baskı varken, maç kazandıran sayıyı atmayı başardı. Geçen sezon Arenas problemi ile boğuşan Wizards, bu sene yeni bir yapılanma içerisine girecek. NCAA'de ilk sezonunu geçiren Wall onlar için iyi bir seçim oldu. Özellikle Arenas ile birlikte oynayacak olması hem Washington hemde Wall için çok önemli. Şimdi John Wall'un genel özelliklerine bir bakalım..
Derrick Rose ve Russell Westbrook tarzı bir oyuncu diyebiliriz. Kentucky'den yetişen her oyun kurucu gibi onunda öne çıkan özelliği hızı. Geniş alan bulduğu zaman durdurulması çok zor. Atletik bir yapısı ve oynadığı pozisyona göre uzun bir boyu var. Kollarının uzunluğu da ona top çalma ve savunma yapma konusunda çok yardımcı oluyor. Oldukça çabuk bir oyuncu Wall. Derrick Rose gibi çembere korkusuz şekilde gidişlerini sık sık göreceğiz bu yıl. Şutları da Rose'dan daha iyi. Liderlik vasıfları da oldukça gelişmiş bir oyuncu. Top onda olduğunda, sahayı görüşü sayesinde bütün takımı oyuna sokabiliyor. İnanılmaz bir potansiyele sahip. Bir point guard'a göre çok büyük olan elleri ise ona top hakimiyeti konusunda çok yardımcı oluyor.
Zayıflıklarına gelince, evet şutları çok çok iyi değil. Fakat bunun üzerinde şimdiden çalışmaya başladığını biliyoruz. Bunun yanı sıra NCAA'de top kayıplarından yana çok sıkıntısı vardı. Bu top kayıplarında en büyük rol ise kuşkusuz güç eksikliği. Temaslarda çok kırılgan bir yapısı olduğunu göreceksiniz. Bunun için fitness salonunda uzun saatler harcaması gerekecek. Fakat bütün bunların yanında John Wall, Rose'dan çok daha çabuk olması, liderlik vasıfları ve en önemlisi gerçek bir point guard olması ile, önümüzdeki yılların en önemli oyuncularından birisi olacak...

2) Evan Turner (Philadelphia 76ers) : Geçen sezon yine aynı okulun, yine aynı mevkisinden bir oyuncu seçmişti 76ers. 17. sıradan seçtikleri Jrue Holiday'den bahsediyorum tabi ki. Evan Turner'da Ohio State oyuncusu idi. 1988 Chicago/Illionis doğumlu olan Turner skorer guard olarak oynuyor. Brandon Roy'a benzetebiliriz onun oyun tarzını. 2.01 olan boyu sayesinde savunmacıların üzerinden daha da rahat şut atabiliyor, tabi karşısında savunmacı kaldıysa. İnanılmaz bir dripling kabiliyeti var. Hatta abartarak söylemek gerekirse, çok oyuncunun bileği kırılacak karşısında. Çok fazla atletik özellikleri yok, yani smaç basma konusunda bir Andre Igoudala değil ama yinede NBA için yeterli sayılabilir. Güçlü fiziği ise en önemli yardımcısı potaya gidişlerde. Çok fazla faul düdüğü çıkartacağına emin olabilirsiniz. Özellikle kontaktan sonra bitiriciliği inanılmaz boyutlarda. Buna birde yüksek yüzdeyle attığı faul atışlarını koyarsanız (geçen sezon için %75), çok can yakacaktır. Savunmada çok yıpratıcı özellikleri yok ama tıpkı Gasol gibi kolları oldukça uzun. Hatta çok uzun... Hem boyunun, hemde kollarının uzunluğunu hesaba katar, çabukluğunu da göz önünde bulundurursak savunmada çok önemli katkılar vereceğini söyleyebiliriz. Tabi ki bunun için çok çalışması gerekiyor. İyi bir potansiyele sahip olan Turner'ın hücumda pek bir zayıflığı yok. Fakat savunma bilgisi biraz düşük. Perdelemenin ardından atılan şutlar en büyük zaafı. Zaten bu şutları kendisi de pek yüzdeli atamıyor. Önemli bir skorer olacağı kesin ama draftta Turner'ın seçilmesi 76ers taraftarlarını pek mutlu etmedi. Geçen sezon Holiday, bu sezon Turner seçimleri Andre'nin gideceğine işaret olabilir diye düşünüyorlar. Haklıda olabilirler...

3) Derrick Favors: 1991 Atlanta/Georgia doğumlu, Georgia Tech öğrencisi 2.08 boyundaki power forward belkide en isabetli seçim oldu Nets için. Kulüp tarihinin en kötü, hatta NBA tarihinin en kötü sezonlarından birine imza attı geçen sene Nets. Sadece 12 galibiyet alabildiler. Sezon sonu takımı satın alan Mikhail Prokhorov ile birlikte sert değişim rüzgarları esti takım üzerinde. Kontrat boşluğu yaratmak için pek çok oyuncuyla yollarını ayırdılar. Takımın başına Avery Jhonson getirildi. Harris ve Lopez elde tutuldu. Takımın 2 adet maksimum kontrat hakkı bulunuyor ve bu sezonun en iyi draftlarından birisini yaptılar. Özellikle de Yi Jianyian'ı da LeBron James hayalleri yüzünden Washington'a gönderdikleri sırada. Boyuna ve kilosuna göre(112 kg) oldukça atletik olan Favors bu özelliklerini gücü ve çabukluğuyla tamamlıyor. İki pota altında da etkili olan Favors, özellikle hücum sırasında, savunmayı okuma konusunda oldukça başarılı. Pota altında bitiriciliği ise muhteşem. Hem parmak hassasiyeti olarak, hemde güçlü smaçları bakımından durdurulması zor bir oyuncu olacak. Gözlemciler onun hızlı olduğunu söylüyor, kişisel olarak görüşüm ise, iki pota arasını en hızlı koşan uzunlardan birisi olacağı yönünde. Ribaund konusunda ise oldukça istekli ve başarılı. Özellikle hücum ribaundları ile takımına bol bol 2. şans sayıları kazandırabilir. Savunmada ise yaptığı bloklarla, içeri drive etmeyi düşünen oyuncuları yıldıracağı kesin. Bu sene draftlarda seçilen en genç oyuncu olması, ve çabuk öğrenen bir yapıya sahip olması ise avantajları. Bu sezon Free agent olan hangi oyuncu ile anlaşır Nets bilinmez ama, Favors'ın diğer çaylaklardan daha fazla süre alacağı kesin. Zayıflıklarına gelince... Dedik ya, çok genç bir oyuncu. Mutlaka daha fazla güçlenmesi gerekiyor. Alçak postta savunma yaparken NCAA'de şimdiki kuvveti yeterliydi, ancak NBA'de başarılı olmak istiyorsa dahada güçlü olması gerekiyor. Kısıtlı bir repertuvarı var hücumda. Yani ayak oyunları konusunda biraz ders alması gerekiyor. Top hakimiyeti ise bir diğer sorun. Fakat bunlar genç olduğu için öğrenebileceği şeyler. Panik yapmadan oynaması ve smaç kaçırsa dahi denemeye devam etmesi gerekiyor. Çabuk öğrenen bir yapısı olduğundan, bütün bunları aşacaktır Favors. Unutmadan, iyide bir faul atıcısı Favors, ama ondan şut atmasını beklemeyin...

4) Wesley Jhonson ( Minnesota Timberwolves) : Liseyi doğduğu Texas/Corsicana'da okuyan Jhonson üniversitenin ilk iki yıllında Iowa State'de oynadı. Daha sonra yıldızlaştığı Syracuse Üniversitesine transfer olmayı seçen Jhonson burada bütün dikkatleri üzerine çekti. 1987 doğumlu ve 2.01 boyundaki oyuncu ilk sezonunda NCAA kuralları gereği kenarda oturmak zorunda kaldı. 2009 - 2010 sezonunda ilk 5'te başlayan Jhonson, Doğu takımlarının en iyi oyuncusu ödülünü aldı. Üniversitenin son senesini okumadan draftlara katılmayı seçti. Bu sezon için NBA'e en hazır "lottery pick" olarak görülüyordu zaten. Shawn Marion'la aynı özelliklere sahip. Aslında small forward denince oluşan tanımın tam karşılığı Wesley Jhonson. İyi bir savunmacı, iyi bir şutör. Atletik özellikleri de çok fazla. Potaya gitmek istediği zaman gidebiliyor. Perdeden sonra çıkıp şutta atabiliyor, savunmacısını geçip potayada gidebiliyor. Kolları o kadar uzun ki, onun üzerinden şut atmak neredeyse imkansız. Alçak post üzerinden oynayan diğer sf'lere karşı zorlanabilir. Çünkü yeterince güçlü bir yapısı yok. Ayrıca ayakları da yavaş. Ayrıca oyuncusunu geçerken sıkıntı yaşayabilir, çünkü dribbling halinde iken, topu savunması biraz yetersiz. Kollarının uzunluğu ve boyu onun ribaund almasını kolaylaştırıyor. Bütün bunlara rağmen en önemli zayıflığı pas atma konusundaki başarısızlığı. Her ne olursa olsun, kendini geliştirecektir. Nets'ten sonra en kötü performansı sergileyen Minnesota (15 galibiyet) tam onun istediği ortamda olan bir takım. Hem Timberwolves hemde Wesley için iyi bir seçim oldu diyebiliriz.

5) DeMarcus Cousins (Sacremento King) : Kişisel olarak ilk 3 seçimden biri olacağını düşünüyordum Cousins'ın. Fakat 5. sıra seçme hakkını elinde bulunduran Sacremento'ya kısmetmiş Cousins. 1990 yılında Mobile/ Alabama'da doğan Cousins'da liseyi, Mobile'da okudu. 2.11 boyundaki dev pivot,122 kg ağırlığında. Kentucky oyuncusu olarak draftlara katılan DeMarcus'un en büyük özelliği oyun konsantresini kaybetmemesi ve bütün enerjisiyle takıma katkı vermeye uğraşması. Çok atletik bir yapısı olmasa da pota altında inanılmaz bir bitirici. Size olarak çok iyi olan DeMarcus'un hem boyu hemde kilosu ilerleyen yıllarda daha da gelişecektir. Refleksleri ve kilosuna göre çabuk ayakları sayesinde iyi bir savunmacı. Pota altında caydırıcı bir güç olmayı bu şekilde başarıyor. Kollarının uzunluğu refleksleriyle birleştiğinde, tam bir blok makinesi oluyor. Genç yaşına rağmen pek çok alçak post oyununu rahat bir şekilde oynuyor. Yani hücum repertuvarı şutları hariç oldukça geniş. Zayıflıkları ise playbook içinde kalamaması. Tam olarak söylemek gerekirse, çizilen oyunu tam olarak oynayamıyor. Ayırca ne kadar mental olarak her şeyini veriyor desek de, takımı geriye düştüğü zaman ayağa kalkmakta zorlanıyor. Yani liderlik vasıfları pek yok. Geriye düşmek dediğim tabi ki 5-10 sayı değil. Takımını ayağı kaldıracak oyuncu değil. Saf bir yeteneği var DeMarcus'un. İleride pota altını domine edebilecek bir uzun olacaktır. Gözlerinizi bu çaylaktan ayırmayın...

ilk 5 sıra böyle...

6) Ekpe Udoh (Golden State Warriors) (PF) (Baylor) : Golden State 23 yaşındaki Udoh'u seçerek pota altı için önemli bir yatırım yaptı. Pek yatırım sayılmaz aslında. Pota altını güçlendirdi diyelim. Udoh tam bir pota altı canavarı. Bitiriciliği ve ribaundlarda ki çabası takdire şayan. Size'ı sayesinde defansif özellikleri daha çok öne çıkıyor. Fakat bu onun hücumunun zayıf olduğunu göstermez.

7) Greg Monroe (Detroit Pistons) (PF/C) (Georgetown) : 1990 doğumlu Monroe genellikle PF olarak oynuyor. Pek atletik bir oyuncu olmasa da yaşına göre oldukça güçlü ve ayakları yere basan bir oyuncu. Özellikle post oyunlarını çok etkili bir şekilde oynuyor. Ribaund alma konusunda sıkıntı yaşamayan genç oyuncu, Detroit'in yeni yapılanmasında önemli bir rol alacaktır.

8) Al-Farouq Aminu (Los Angeles Clippers) (SF) (Wake Forest) : Tıpkı Monroe gibi Aminu'da 90'lı. Aslında onun biraz daha yukarıda seçilmesini bekliyordu herkes. Potansiyeli en yüksek oyunculardan birisiydi. Pas vermesinde ve liderlik vasıflarında sıkıntı olmasaydı ilk 3 seçimden birisi olabilirdi. Thaddeus Yound ile aynı özelliklere sahip. Şutları düzgün ve atletik bir oyuncu. Potaya gitmekten çekinmiyor. Aynı zamanda faul almayı da kolayca başaran Aminu, savunmada güçlü fiziği ile rakiplerine zor anlar yaşatacaktır bu sene.

9) Gordon Hayward (Utah Jazz) (SF) (Butler) : NCAA'i takip edenlerin en çok şaşırdığı seçimlerden biri olmuştur Hayward'ın 9. sıradan seçilmesi. Aslında tam olarak ne oynadığı belli değil. Yani SF olarak oynaması normal fakat Butler'da Hidayet gibi topu getiriyor, arada SG olarak bile oynuyordu. 2.06 boyuyla tam bir üçlük canavarı. Topa sahip olması, paslarının çok iyi olması yüzünden, Odom gibi bir oyuncu olacağını düşünüyorum. Tabi ki Odom'dan çok daha yüksek yüzdeli şut atacaktır. Oyunu bilen ve savunmayı iyi okuyan bir oyuncu. AK47'nin son 2-3 senedir bekleneni verememesi ve Korver'ın beklenenden çok daha az katkı vermesi Utah'ı böyle bir seçime zorlamış olsa gerek. Kötü mü yaptılar? Bence hayır...

10) Paul George (Indiana Pacers) (SF) (Fresno St.) : İlk onda John Wall'dan sonra potansiyeli en yüksek oyuncu Paul George. LeBron James kadar olamasa da yeni takım arkadaşı Danny Granger ile benzer özellikler taşıyor. Hatta ondan daha iyi olduğu konularda mevcut. Çok iyi bir şutör olmasına rağmen driblling yaptıktan sonra kullandığı saçma şutlar onun 10. sıradan seçilmesine sebep oldu. Evet atletik bir yapısı var ve potaya gitmeyi seviyor. Fakat biraz bencil bir oyuncu. Ayrıca defansif olarak pek konsantre olamadığını söyleyebiliriz. Fiziği ve kollarının uzunluğuna rağmen kötü bir savunmacı diyebiliriz. Çabuk bir oyuncu olduğu için bu açığını kapatabilir. 1990 doğumlu oyuncunun Danny Granger'dan öğreneceği çok şey var. Kendini yıldız olarak görmez, hevesi kırılmadan doğru oynarsa önümüzdeki 10 yılın süper starlarından olabilir.

İşte ilk 10 böyle.. İlk tur seçimlerini genel olarak değerlendirmek gerekirse, takımlar ihtiyaçları olduğu yere draft haklarını kullandılar diyebiliriz. Tabi ki 76ers hariç. Bunun dışında ilk turdan hiçbir Avrupa'lı oyuncu seçilmemiş olması ise düşündürücü. Avrupa'dan ilk seçilen oyuncu ise 31. sıradan seçilen Alman Tibor Pleiss. Nets'in ihtiyacı olan bir oyuncu. Diğer Avrupa'lı ise Sırp Nemanja Bjelica. Onuda Washington 35. sıradan draft etti. Nets, Timberwolves ve Washington için kötü geçen sezona sünger çekme vakti. Şimdi herkesin gözü 1 temmuza çevrilmiş durumda. Kontratı biten süper yıldızların imzalarından sonra, pek çok takas olacaktır. İlk tur seçimlerinden kimler takas edilir bilemem ama, heyecanlı günler bizi bekliyor...

0 yorum

Yorum Gönder