TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Yaş Haddinden Emekli

Atilla Nesipoğlu 27 Haziran 2010 ,


Nereden başlasam bilemiyorum. Geçmişten günümüze farklı hikayeleri olan bir eşleşme İngiltere - Almanya. Zaten çokça okuduğunuz geçmişe girmeden maça bakmak en güzeli. İki ülke de belli ki elenmekten korkuyordu. Yavaş ve güvenli oynamaya çalıştılar maçın başında. Fakat gençlik işte. Yerinde duramıyor Almanlar. Biraz biraz geldiler. Baktılar ki İngilizler sarsılıyor, daha fazla üzerine gittiler rakiplerinin. Çok fazla da baskıyı arttırmadan defans hatasına kaleci beceriksizliği eklenince golü buldular. Artan güven ile ikinciyi bulmaları da kolay oldu.

Tam bu iş bitti derken hatasını affettiren Upson’ın golüyle acaba dedirtti bize İngiltere. Kısa süreli şok geçiren Almanlar’ın bu ruh halinden Lampard ile faydalandı İngilizler ama hakem de şokta olmalı ki herkesin gördüğünü göremedi. İngiltere’nin 90 dakika boyunca zirvesi bu beş dakika oldu. Maçın geriye kalanında bir daha oyununu o seviyeye çekememesi ise çok şaşırtıcıydı. Buna karşın Almanlar tam tersi şekilde istedikleri anda karşı kaleye gittiler ve attıkları üçüncü golle maça noktayı koydular. Gerisi Almanlar için keyif İngilizler içinse işkence oldu. Halısaha maçı tadında tamamladı Almanya müsabakayı. İstese ezeli rakiplerine daha fazla gol atabilirlerdi, dörtte durdular.

İki forvetinin maç boyunca toplam üç kez paslaştığı garip bir 4-4-2 oynayan İngiltere’nin fazla ilerleyemeyeceği belliydi. Bunun sinyallerini grup maçlarında çokça verdiler. Bu maçta onları favori görenlerin güvendiği Capello ise sahada oynayan oyuncularından daha formsuzdu. James Milner ısrarı ile Joe Cole’dan verim alamadı. Gerard ve Lampard’ı bir arada oynatmak için sol kanatı çökertip, Ashley Cole’dan faydalanamadı. Hücumun bütün yükünü Rooney’nin sırtına yükleyerek, onu da bitirdi. Bu kadar yanlış üst üste konunca da İngiltere bir türlü farkını ortaya koyamadı.

Almanlar’ın ise en büyük şansı bana göre hala Ballack’ın sakatlanması. Ballack olmayınca daha hızlı daha efektif bir takım oluyorlar. Schweinsteiger, Müller, Khedira önlerinde Mesut ile dört dörtlük bir orta sahaya sahipler. Hem defanslarının hem de forvetlerinin eksiklerini kapatıyorlar. Sakinler, gençler ve en önemlisi oyuna tamamen hakim oluyorlar. Daha ileriye gitmek için bu çizgiyi korumaları gerek. Bunu başarabildikleri kadar uzun süre Afrika’da kalacaklar. Capello’nun aksine Löw Birleşmiş Milletler’i andıran futbolcular gruptan bir takım yaratabildi.

Maçın pozisyonu içinde bir şeyler söylemek gerekirse, eğer hakem o golü verse maçın sonu farklı olabilirdi. Ama vermedi ve bu hikaye yazıldı. Yazılan hikayede başrollerde hep Alman oyuncular yer aldı. Top ile çizgi arasındaki farktan öte Neuer ile James arasındaki yetenek farkı maçın skorunu ortaya çıkardı. Hakemin kalitesinden daha çok bunlara bakmak gerekli. Bir 44 yıl da bu an konuşulacak ama skor değişmeyecek. Almanya 4 - İngiltere 1!

1 Yorum

  1. böyle maçlarda kötü kaleci skoru çok etkiliyor. hele ki rövanş yoksa.

     

Yorum Gönder