Wimbledon 2010'da artık sonlara doğru geliyoruz. Bugün oynanan kadınlar yarı final mücadelesi sonunda finalin isimleri Serena Williams ve Vera Zvonareva oldu. Bu, 2004 Wimbledon finalinden sonraki ilk Amerika-Rusya eşleşmesi demek. 2004 finalinde Serena Williams, o dönemde fırtına gibi esen Rus'ların gözdesi Sharapova'ya yenilerek 3 kez üst üste şampiyon olma fırsatını kaçırmıştı. Önümüzdeki Cumartesi oynanacak finalde şampiyonluk bayrağını hangi ülke sallayacak göreceğiz.
Günün ilk maçı 21 numaralı seribaşı Rus Zvonareva ile seribaşı olmadan yarı finale gelmeyi
başaran genç Bulgar Tsvetana Pironkova arasındaydı. Yarı finale gelene kadar iki tenisçinin yol haritasının üzerinden biraz geçelim. Zvonareva da Pironkova da ana tablonun alt tarafından geldiler. Zvonareva ilk iki turda seribaşı olmayan zayıf rakiplerini set vermeden geçiyordu. 3. turda ise karşısına ilk ciddi rakip olarak 15 numaralı seribaşı Belçika'lı Wickmayer çıkıyordu. Tecrübeli ama son dönemde düşüşte olan Wickmayer'i de zorlanmadan geçen Rus raketin bir sonraki turda karşısına çetin bir ceviz çıkıyordu. Jelena Jankovic! 4 numaralı seribaşı Jankovic her grand slam'e olduğu gibi Wimbledon'a da iddalı gelmişti. İlk setini Zvonavera'nın aldığı maçın 2. setinde sırt problemi yaşayan Jankovic maçı bırakmak zorunda kaldı ve böylelikle Rus tenisçi için çeyrek final kapısı aralandı. Çeyrek finaldeki rakip ise geçen sene müthiş bir geri dönüş yaşayan ve wild-card ile katıldığı Amerika Açık'ı kazanan Clijsters idi. Zvonavera turnuvadaki ilk setini vermesine rağmen maçı kazanmayı bildi ve yarı finale yükseldi. Pironkova ya gelirsek... En ilginç not kendisi de seribaşı olmayan Pironkova'nın ilk 3 turda seribaşı olmayan Rus raketleri elemesi galiba. 4. turda ise daha önce Wimbledon finali havasını teneffüs etmiş (bknz. 2007 finali) ama son dönemde düşüşte olan Fransız ilginç stil tenisçi Bartoli'yi karşısında buluyordu genç Bulgar. Bartoli'yi de güzel oyun ve net skorla geçti ve çeyrek finalde korkulu rüya Williams'ların Venus'unu karşısında buldu. Ritmini bulmuş bu genç Bulgar karşısında Venus te tutunamadı ve 2 set sonunda elenmekten kurtulamadı.
Gelelim maça. Öncelikle şunu söyleyelim.. Pironkova finale çıkmayı başarsaydı, Wimbledon tarihinde seribaşı olmadan final oynayabilen ilk kadın tenisçi olacaktı. Ama arkasına aldığı rüzgar onu buraya kadar taşıyabildi. 82 numara Pironkova maça hızlı ve atak başladı, ilk sette kırdığı servisin avantağını kullanarak seti 6-3 almayı başardı. Ancak 2. setle birlikte daha tecrübe sahibi olan Zvonavera ( ne de olsa grand slam çeyrek finali görmeyi başarmıştı) ilk servisten sayı kazanma oranını arttırarak oyundaki hakimiyeti ele aldı ve seti 6-3 aldı. Son set, Pironkova'nın direncinin kırılmasıyla ve Rus raketin "winner" farklılığıyla şekillendi ve 6-2 Zvonareva'nın üstünlüğü ile sonuçlandı. Merak etmiyor değiliz.. Zvonavera zoru başarıp şampiyonluk kupasını kaldırabilecek mi?
Yarı finalin diğer yakasına gelirsek.. Bir tarafta 2ooo'li yıllarla birlikte "power tennis" virüsünü tenis dünyasına zerk eden Williams kardeşlerden, bu turnuvada 3 şampiyonluk yaşamış ve 2 kez finalde kaybetmiş (daha artık yapılacak ne varsa) Serena.. Diğer tarafta ise yine Pironkova gibi seribaşı olmayan, dünya sıralamasında 62 numarada olan gencecik bir Çek Kvitova.
Serena ilk 3 turda set vermeden sırasıyla Larcher De Brito, Chakvetadze ve Cibulkova'yı eleyip 4. turu rahatlıkla gördü. Karşısında 16 numaralı seribaşı olan ve eski günlerini büyük bir iştahla arayan Sharapova vardı.. Ki kendisi 2004 finalinde Serena'ya kortu dar eden ve elinden şampiyonluk kupasını almayı başaran kişiydi.. Serena için rövanş maçı denilebilirdi.. İlk sette zorlanmasına rağmen Serena maçı kazandı ve çeyrek finale yükseldi. Bu turda özellikle son 2 yılın "doğudan" yükselen değeri Çin'li Na Li'yi buluyordu karşısında. Daha çekişmeli geçmesi beklenirdi ama yoluna kararlı devam eden Serena yine set vermeden kendisini yarı finalde buldu. Kvitova ise 4. tura kadar hiç te azımsanmayacak bir başarı elde ederek Cirstea ve Azarenka gibi rakipleri elemeyi başardı. 4. tur ise turnuvanın sürprizi denilebilir. 2009 Amerika Açık finalisti 3 numaralı seribaşı Wozniacki'yi süper bir oyunla resmen korttan siliyordu genç Çek. Çeyrek finalde seribaşı olmayan başka bir raket: Kanepi karşısındaydı. Kendisi gibi sessiz sakin buralara kadar gelmiş Estonya'lı Kanepi'yi oldukça çekişmeli geçen setler sonunda 2-1 yenmeyi başardı. Özellikle son setteki oyun biz tenisseverler için ziyafet niteliğini taşıyordu.
Ve işte Kvitova için dev buluşma.. Karşısında artık bir Wimbledon efsanesi olmuş Serena Williams var.. İlk sette direnç gösteren ama tecrübesizliğiyle tie-break sonucu seti Serena'ya kaptıran Kvitova için yolun sonuna gelinmiş gibiydi.. Bu moralsizlikle direnci kırılan, üstelik maç istatistiğinde "winners" larda önde olan Kvitova 2. sette yaptığı basit hataların kurbanı oldu ve Wimbledon macerasına -tenisseverlerin büyük alkışlarını alarak- son vermek durumunda kaldı.
0 yorum