İlk iki seti kaçırdığımda kafayı yemek üzereydim. Roger Federer ve Tomas Berdych, Wimbledon çeyrek finalinde karşı karşıya gelmişlerdi. Bu sene Miami Masters'ta karşılaşmış olan bu ikiliden Berdych maçı 2-1 ile kazanmış ve finale kadar gitmişti. Finalde Andy Roddick'e karşı muhteşem bir maç oynamış olsa da yenilmekten kurtulamamıştı. Federer ve Berdych'in bu sezonki ikinci buluşmaları olacaktı. İlk seti 6-4 Berdych kazanmıştı. İstatistiklerde gözüme çarpan, ilk servis sayılarında Berdych'in %89 gibi büyük bir orana sahip olmasıydı. Federer %74'te kalmıştı. Aslında %74 de kabul edilebilir bir yüzdeydi ama Berdych'in başarısının yanında o da sönük kalıyordu. İkinci seti ise Federer 6-3 alarak durumu eşitlemişti. Bu sefer de gözüme ikinci servis sayı oranı çarpmıştı. Berdych'in %36'lık oranı gerçekten çok kötüydü. Federer'e karşı iyi servis atamamasının sonucu olarak da seti kaybetmişti. Yine file önünde Federer'in %67'ye %38'lik üstünlüğü vardı. Anlaşılan ikinci set Çek tenisçi için kabus gibi geçmişti.
Ancak üçüncü setten itibaren izlediğim maçta Berdych'in çok rahat bir oyun sergilediğini söyleyebilirim. Federer'in servislerini kırdıkça morallenen Çek tenisçi, bu sette 12 winner atmayı başardı. İkinci servis sayılarında da büyük bir düzelmeye giden Berdych %80'lik bir oran tutturmayı başardı. Üst üste kaybettiği sayılarla morali bozulan Federer ise bu sette fazla bir varlık gösteremedi ve seti 6-1 kaybetti. Son set çekişmeli geçti. Berdych file önünde çok başarılı bir performans ortaya koyarken Federer servisi kırıldıktan sonra oyundan düştü. İlk servislerde büyük bir başarı yakalayan Berdych seti 6-4, maçı da 3-1 kazanarak yarı finale yükselmeyi başardı. Bu sene ikinci defa Federer'i yenen Çek tenisçinin rakibi, Yen-Hsun Lu'yu 3-0 gibi kolay bir skorla geçen üç numaralı seri başı Novak Djokovic oldu. Federer'se bu turnuva sonunda Dünya sıralamasında üçüncülüğe gerileyecek.
Maç biter bitmez bir başka heyecanı izlemeye koyuldum. Rafael Nadal, İsveçli yıldız Robin Soderling'le oynuyordu. Maçı açtığım anda ilk setin skorunu 5-2 Soderling diye görünce bu maçın da ne kadar çekişmeli olacağını anladım. Birkaç hafta önce, yine bir Grand Slam'de (Fransa Açık) karşılaşmışlardı. Finalde Nadal maçı 3-0 kazanarak şampiyon olmuştu. Bu sefer Soderling aynı şekilde bitmesine engel olacak gibiydi. İlk seti 6-3 kazandığı zaman da kolay kolay pes etmeyeceğini gösterdi. File önünde çok etkili olan İsveçli tenisçi bu sette tam 14 winner atarak rakibini yenmeyi başardı. İlk servis sayılarında %88'lik başarı gösteren Soderling, 6 ace atarak bu setteki etkinliğini arttırdı. İkinci sete Nadal biraz daha sinirli başladı. Bir karar sonrası sayısı silindiği gibi rakibine puan verilince hakeme uzun süre itiraz etti. O andan itibaren üst üste dört oyun kazanan Nadal, rakibinin servisini kırarak seti 6-3 kazanmayı başardı. Özellikle çizgi gerisinden attığı forehandlerle etkili olan İspanyol tenisçi sinirlerine hakim olunca maçı berabere getirdi.
Üçüncü set ise heyecan vericiydi. Soderling çok gergin bir şekilde sete başladı. Aslında siniri kendisineydi. Üst üste yaptığı basit hatalarla rakibinin sete ortak olmasını sağladı. İkinci servis sayılarında %41'lik bir yüzde yakalayan İsveçli acelerdeki 12-5'lik üstünlüğünü bu sette devam ettiremedi. 5 ace atan Nadal rakibinin hatalarından faydalandı. Ancak bu sette, Nadal'ın backhandlerinde sıkıntı olduğunu gözlemledim. Üst üste kaçırdığı sayılarla maç uzadı ve seti 7-6 Nadal aldı. Son seti izleme fırsatı bulamadığım için bir şey söylemem zor. Ancak 6-1 bittiğine göre Soderling'in üçüncü setten sonra maçtan koptuğu fikrini çıkarabilirim. Nadal bir kez daha rakibini yenerek yarı finale kalmayı başardı. Yarı finalde, dört numaralı seri başı Andy Murray ile oynayacak. Bu sene Avustralya Açık'ta karşılaşan iki rakipten Murray rakibini yenerek yarı finale çıkmıştı. Bakalım bu defa kazanan kim olacak?
0 yorum