Bu turnuvaya kadar güzel futbol diyince aklımıza gelen ikin, bugün şekil değiştirmiş futbol anlayışları ile karşımıza çıktı. Brezilya son 20 yılda Portakallar'ın önünü iki kez kesti. 1994'de çeyrek finalde , 1998'de yarı finalde Sambacılar gülen taraf olurken, evine dönen Hollanda oluyordu.
Bugün de maça iyi başlayan taraf Brezilya oldu. Felipe Melo 10. dakikada Robinho'ya inanılmaz güzellikle bir ara pası verdiğinde, başına geleceklerden habersiz bir çocuk çoşkusuyla seviniyordu. Artık Brezilya kabuk değiştiriyor ve gol attığı zaman rakibini rahatsız etmeyi bırakıp, oyunu tutma yolunu seçiyordu. Bu golle birlikte Hollanda bu turnuvada ilk kez yenik duruma düşüyordu. Hollanda ataklarını arttırmaya başladı, Brezilya ise kazandığı hızlı toplarla ataklara çıkıyordu. Maçın 31. dakikasında Robinho'nun soldan taşıdığı topla, oyun içindeki en güzel sambalardan biri yapılıyor ve Kaka'nın vuruşunu Hollanda kalecisi Stekelenburg başarılı bir şekilde çeliyordu. İlk yarı biterken Maicon sağdan tren sürati ile getirdiği pozisyonu güzel bir şutla süsledi ama top yan ağlarda kaldı.
İkinci yarıya Hollanda etkili başladı. Zaten Brezilya'nın da gol atmak gibi bir düşünecesi yoktu. Almanlaşan Brezilya, kendi yarı sahasına çekilmiş, rakibinin topla oynamasına izin veriyordu. Belki defans oyuncularına çok güveniyorlardı. Ama hiç beklenmedik bir anda kaleci Cesar ve Melo'nun yaşadığı anlaşmazlık Portakalları maça ortak etti. Melo'nun ters vuruşu Brezilya'nın Dünya Kupası tarihinde kendi kalesine attığı ilk gol oldu. Bu golden sonra ise Brezilyalılar sanki uyuştu. Maça bir türlü geri dönemediler. Hollanda gerideyken top ezmekten başka bir işe yaramayan Robben'in , 68. dakikada ön direğe kullandığı kornerde Kuyt'ın aşırttığı topu Sneijder kafayla ağlara gönderdi.
73'de Melo kırmızı kartla takımını bir kişi eksik bırakınca işler iyice sarpa sardı Brezilya için. 10 kişi risk alıp ileri çıktıkça geride çok boş alan buldu Hollanda. Robin van Persie ve Huntelaar gibi isimlerin golcülük melekeleri körelmemiş olsa maç hakemin düdüğünden on dakika önce biterdi belki. Sonuçta kazanan Hollanda oldu ve 1974'den beri ilk kez Dünya Kupası'nda Brezilya'yı yenmiş oldu.
"Robben, Robben!" diye ağlayıp durdular ama bariz biçimde bu takımın has adamı Sneijder'dir arkadaşım...
maçın kaç kaç bittiğini yazsaydın güzel olurdu, tüm yazıyı okuyup hesap kitap yapmak çok zor geldi =)