"Manchester City'le anlaştık ve 1 haftadır da Craig'le konuşuyoruz. Ama evine dönmek isteyen birisi için yapabileceğimiz fazla birşey yok." Peter Lawwell - Celtic'in CEO'su
"Craig için bir görüşmemiz oldu ancak o Galler'e, ailesinin yanına dönmek istiyor. Cardiff onun doğduğu şehir, bu yüzden de masadaki diğer teklifler onun için bir anlam ifade etmiyor." Tony Pulis - Stoke City Antrenörü
"Bellamy için teklif yaptık ama bize satmayacaklarını söylediler. Rakip olduğumuz için bizden korkuyorlar." Harry Redknapp - Tottenham Antrenörü
"Henüz bize 175000 pound borçlarını ödemediler ve şimdi de Bellamy'i transfer edecekler. Üzgünüm ama biz de parayı almak için gerekli yasal işlemleri başlatacağız." John Boyle - Motherwell Başkanı
Bir Bellamy hikayesidir gidiyor birkaç gündür Ada basınında. Her yerden ard arda açıklamalar yapılıyor. Adama git dediler, o da doğduğu şehrin takımı Cardiff'e gitmek istedi ve gitti. Premier Lig'de herkes tarafından isteniyorken verdi bu kararı. Peki kariyeri boyunca ismi hep sorunlarla anılmış bir adam, 31 yaşında ve kapı önüne koyulmuşken nasıl oluyor da birçok kulübü peşinden koşturuyor?
Manevi babası Mark Hughes kovulduğunda Bellamy ayrılmayı kafasına koymuştu. O dönemki iyi form durumu, Robinho'nun yeni ayrılmış olması gibi etmenler sayesinde sezon sonunu gördü City'de. Ama uslu da durmadı. Mancini'nin yaptırdığı idmanlara itiraz etti, Hughes'u gönderen yönetime hafiften dokundurmalar yaptı. Sonuç olarak da lig bitimiyle beraber takımla bağları koparıldı...
Coventry ligden düşünce, ayrılmak isteyip Newcastle'ın yolunu tuttu. Bobby Robson'lı Newcastle'ın Premier Lig'de ilk 4'e oynadığı ve ŞL'de 2. tur, Uefa'da yarı final gördüğü dönemde takımın en önemli oyuncularından birisiydi. İlk sezonunda 14 gol atarak, Steven Gerrard'ın önünde yılın genç oyuncusu seçildi. Ama ŞL 2. tur gruplarının ilk maçında Materazzi'ye attığı tekme(haklıdır kesin ama) sonucunda 3 maç ceza alması ve belki de Newcastle'ın çeyrek finaline engel olması hatırda kalan ilk vukuatlarından birisiydi. 2 sezon sonra yardımcı antrenör John Carver'a sandalyeyle daldı. Robson'ın kovulmasıyla göreve gelen Souness'la sağ kanatta oynamama kavgasına girişince Celtic'in yolunu tuttu. Yarım sezon gittiği Celtic'de 9 gol attı. Sonra Galler milli takımından hocası Hughes'la buluştu ve Blackburn'de geçirdiği tek sezonda 17 gol attı. ŞL potasının 4 puan gerisinde 6. bitirilen sezonla beraber Bellamy de 8 milyon pound karşılığı Merseyside semalarına uçtu. Herkesin onu psikopat futbolcu olarak tanımasına yol açan olayı da burada yaşadı. ŞL 2. turu öncesi Riise'yi golf sopasıyla dövdü, sonra da çıkıp Camp Nou'da 1 gol 1 asistle Liverpool'a maçı kazandırdı. Ve attığı golden sonra da o meşhur gol sevincini gerçekleştirdi.
Her ne kadar Bellamy böyle bir olay yaşanmadı dese de sene sonunda West Ham'dan gelen 7,5 milyon poundluk teklif anında kabul edildi ve Bellamy'nin 1,5 yıl sürecek Londra macerası başladı. Kabus gibi geçen ilk sezon sakatlanınca sadece 9 maçta forma giyebildi. İkinci sezona fırtına gibi girdi ve devre arasında transferi için Tottenham ve Manchester City birbirine girdi. Hem daha çok parası olan hem de manevi baba Mark Hughes'a sahip olan City, Zola'nın direncini kırarak 14 milyon pounda transfer etti onu. Hughes'la yeniden buluşunca, onun kovuluşuna kadar, bir yıl boyunca takımının en iyi oyuncularından birisiydi. Tevez, Adebayor, Santa Cruz, Robinho gibi hücum oyuncularının arasında ilk 11'e adı yazılan hep Bellamy oldu. Tüm bunlara rağmen, Manchester derbisinde 96. dakikada yedikleri golden sonra, bir United taraftarını yumruklamasıyla akıllara kazındı. Hughes'un gidişiyle o da yeni macerasına açılmak için fırsat kollamaya başladı.
Kariyeri boyunca takım arkadaşı, rakip, antrenör, hakem demeden kafasına bozan herkese giderini yaptı, sayısız kırmızı kart gördü. Kendisine mutlu hissettiren her antrenörü de mutlu etmeyi bildi. Onun için ödenen toplam bonservis 47 milyon pound. Şimdi Cardiff'e imzayı attı. Belki de İngiltere'nin her tarafını dolaştıktan sonra, kafasının daha rahat olacağı kendi evinde, geçen yıl play-off finalinde Blackpool'a kaybeden şehrini Premier Lig'e çıkartmak istiyor. Newcastle'da kısa bir süre de olsa beraber oynadığı Chopra yeni partneri olacak. City yönetimi de kontratının büyük kısmını ödemeyi kabul etti. Stoke, Celtic, Tottenham onu isteyen diğer kulüplerdi. Bir de Fulham. Düştüğü her zor durumda onu yeniden parlatan Mark Hughes'un yeni takımı. Küçük bir ihtimal de olsa umarım oraya gider ve onu birkaç sene daha Premier Lig'de izleyebiliriz diyordum. Ama o City başkanı al-Mubaraak'e Cardiff'e transferinde gösterdiği kolaylık için minnettarlığını sunarak imzasını attı. Ailesinin yanında, doğduğu şehirde mutlu bir şekilde futbola veda da edebilir, seneye yeni bir sıçramayla büyük bir transfer daha da yapabilir. Ama kesin olan birşey varsa o da, nereye giderse gitsin, onun yine rahat durmayacak olmasıdır.
Yazarın Dileği: Beşiktaş saçma sapan Robinho, Adebayor transferleri peşinde koşturacağına şu adamı kiralasaydı City'den. Pascal Nouma'yı bağrına basan Çarşı, Bellamy'le kendinden geçerdi. Schuster'in istediği hızlı forvet tipine de uygundu. Galatasaraylıyım ama ligimizin kalitesi ve tribünlerle arasında oluşacak güzel hikayeler için Bellamy'nin bu topraklara gelmesini isterdim. Ama keşke bile diyemeyecek kadar gerçekleşmesi zor bir hayal olarak içimde kaldı...
0 yorum