TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Trabzon'un Huzurlu Başlangıcı

Efe Yılmaz 16 Ağustos 2010 ,


Konuşmak için erken mi bilmiyorum ve kuracağım cümlelerin nazara vesile olmasından çekiniyorum. Ama hem Süper Kupa finalindeki takım hem de Ankaragücü karşısındaki takım, 14 takım arasında en hazırı. Tabii ki eksikleri var, oyuncuları hata yapıyor, birbirine uyumsuzluk yaşayanlar var takım içinde ama oynadığı modern futbola benzeyen tek takım Trabzonspor'du. Evet Fenerbahçe, Beşiktaş, Eskişehir ve Kasımpaşa'da iyi performans sergilediler fakat Antalyaspor ve Buca'nın vahim durumları da düşünüldüğünde eli yüzü düzgün rakibi karşısında iyi oynayan Trabzonspor bir adım öne çıktı. Peki ne yaptılar ?

Kaleleri emin bir ele emanet bir kere. Kendisine güveniyor, önünde oynayan arkadaşlarına merak etmeyin ben buradayım mesajı veriyor. Bazı yan toplarda Rüştüsel çıkışlara imza atsada yaşının ve memleket ortalamasının üzerinden bir performans sergiliyor.

Polanyo destekli defans ise, rotasyon zenginliğine sahip görünmesede ideal bir savunma. Önlerinde Ceyhun varken doğal olarak daha iyi oynuyorlar ama orta sahanın ortası ikiye düştüğünde de üzerine düşen görevi yerine getiriyorlar. Büyük isimlerle tatmin olmayı alışkan haline getirmiş futbol ulemaları Glowacki'nin ismini duyunca burun kıvrımışlardı ama beş-on haftaya transfer böyle yapılmalı nutklarına başlarlarsa şaşırmamak gerekir. Bu hafta sonu Serkan özellikle ataklara katılımda etkisizdi. Cale'nin ise en atağa çıkmış hali bile rakip yarı sahanın son metrelerinde mayın olduğunu düşündüğünden kendisine göre iyi oynadı dersek abartmış olmayız sanırım. Zaten Trabzonspor'un en ciddi eksiği beklerin ataklara katılımı

Medyada Colman, Selçuk ve Ceyhun'dan birisine yıldız muamelesi yapılmıyor. İstanbul'un üç şımarık bebesine sürekli yurt dışından pahalı oyuncular tavsiye ediliyor, ama bu üç adamdan özellikle Colman ve Selçuk bazı dertlere melhem olabilecek özelliklere sahipler. Bence en önemlisi de bu adamların toplamda üç edeceğine beş etmesi. Gollerin ataklarındaki Colman etkisini görmemek için bakan kör olmak gerekir. Yattara hazır olmadığından Engin'de sakat olduğu için 11'de şans bulan Burak takımın en zayıf halkası olmasına rağmen, ilk yarıda kendinden beklenmeyecek bir şut çekti fakat oyun için devamlılığında sorun var. Alanzinho ise Şenol Güneş yönetiminde oynadığı her maçta daha ileri gidiyor takıma daha faydalı oluyor.

Forvette ise geçen sene birilerinin golcü değil bu adam dediği Teofilo lige ısınmış. Tabii bu dönek zihniyetin dediği gibi Teogol olmasına vakit var ama bu aralar oynadığı futbol keyif veriyor. Kendisinin ofsayta düşmeme konusundaki becerisi ise bazı alık forvetlere nazire yapan türdendi. Umut ise oyunun gidişatını değiştiren değişiklik oldu. Özellikle Teofila ve Umut ikilisi de toplamda iki buçuk ediyor çünkü Umut dağıtıyor Teofilo atıyor.

Gelelim bu takımın mimarı Şenol Güneş'e. Kendisinin futbol bilgisi altında ezilmemek ve maç izlerken hayran  kalmamak elde değil. Söyleyeceklerimle kendisinin yaptıklarını onaylamak beni aşıyor farkındayım ama yerinde yapılan değişikliler, hiç korkmadan çift forvete dönmeler, çoğu hocanın verim alamadığı oyuncuları itinayla parlatmasının karşısında hayran kalmamak elde değil.. Saha dışında ise Trabzon'un aradığı huzuru getirdiği için belki son yılların en rahat sezon başlangıçı oldu bu. Liverpool maçının sonuçu ne olursa olsun fikirlerim değişmeyecek ve eminim ki bordo-mavililer bazılarının öngürdüğü kadar kolay teslim olmayacak.

0 yorum

Yorum Gönder