TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Tarih: 13 Mayıs 1990 Yer: Zagrep Maksimir Stadı - Dinamo Zagrep-Kızılyıldız maçı. Tel örgüleri aşıp üstlerine gelen Kızılyıldız'ın aşırı milliyetçi taraftar grubu "Kahramanlar"ın saldırısından kurtulmak için Zagrep'in "Kötü Mavi Çocuklar"ı sahaya iniyor. Sahada başlayan savaşın ardından Kızılyıldız'lı oyuncular soyunma odasına kaçarken, Boban önderliğindeki Dinamo Zagrep oyuncuları sahadaki futbol savaşına dahil olarak taraftarlarını yalnız bırakmıyordu. İşte bu savaşta Zvonimir Boban'ın bir Hırvat taraftarı coplayan polise attığı "Cantona" tekmesi, o günden sonra başlayan ve Hırvatlar'ın bağımsızlığıyla sonuçlanan Yugoslav İç Savaşı'nın simgelerinden birisi oluyor, Boban'ı da bir savaş kahramanına dönüştürüyordu. Federasyon tarafından 1990 Dünya Kupası'na götürülmeyerek cezalandırılan Boban ise "Ben o anda tek bir dava üzerine kariyerimi hiç düşünmeden elimin tersiyle ittim, bugün olsa yine aynı şeyi yaparım çünkü bu dava Hırvatistan'ın davasıdır." diyerek Hırvatlar'ın gözünde daha da ölümsüzleşiyordu. O günden bugüne 20 yıl geçti ve hem kulüpler hem de milli takımlar düzeyinde iki ülke çeşitli spor müsabakalarında defalarca karşı karşıya geldiler. Hani milli takım bazında önemli turnuvalardan önce "70 milyon yürek" minvalinde sloganlarla reklam yaparız ama tv reytinglerinde bir Yaprak Dökümü kadar reyting alamayız ya, işte bu iki ülke de özellikle futbol ve basketbol odaklı karşılaşmalar yapılacağı sırada hayat gerçekten durur ve herkes bu maça kilitlenir. Çekişme ve gerginlik had safhalarda yaşanır. Bugün de kaderin garip bir cilvesiyle değişen sıralamalar sonucu ülkemizde düzenlenen Dünya Basketbol Şampiyonası'nda eşleşen iki ülkenin maçı bize aynı heyecanı, aynı rekabeti bir kez daha yaşattı.



Oyun planında üçlüklerin önemli yer tuttuğu Hırvatistan'ın, boyalı alan savunmasını temel alan katı Sırbistan defansına karşı bugün de en önemli planı dış atışlardı. Maça bunun bilincinde başlayan Sıbistan, dış atışlara o kadar fazla konsantre oldu ki Ukic'in penetreleri, Loncar ve Tomic'in pota altında oynadığı etkili oyuna çare bulamadı.  Hırvatlar'ın İsmail Şenol'un deyimiyle neredeyse molada bile hücum ribauntu almalarına Sırbistan benchi çözüm üretemeyince ilk periyodu 27 sayı yiyerek tamamladılar. İkinci periyoda Teodosic'in gününde olmadığını kabul ederek başlayan Dusan Ivkovic, oyun sorumluluğunu Rasic'in üzerine vererek Krstic ve Perovic'in etkili pota altı oyunuyla ilk 4,5 dakikada Hırvatlar'a sadece 2 sayı şansı tanıdı. 10'a 2'lik seriyle rakibini yakalayan Sırbistan'a karşı, Hırvatistan maç boyu birçok kez uygulayacağı gibi Popovic kozuyla etkili olmaya çalıştı. Pota altında Tomic'e bir asist yapıp peşine de attığı üçlükle Hırvatistan'ı hayata döndüren Popovic'in etkili oyunuyla geri dönen Hırvatistan devreye 36-34 önde girmeyi başardı. 


Toparlanmasını umarak 3. periyotta da sorumluluğu tekrar Teodosic'e veren Ivkovic, Tomas ve Ukic karşısında tamamen çaresiz kalan oyuncusunu yanına oturtarak yeniden Rasic-Krstic-Perovic üçlüsünün ikili oyunlarına başvurmak zorunda kaldı. Beraber oynadıkları dakikalarda Sırbistan savunmasına kabus gibi çöken Ukic-Popovic ikilisiyle bu periyotta da direncini koruyan Hırvatistan, Macvar'ın bu periyottaki ekstra katkısına ve Teodosic'in maç içindeki tek isabeti olan üçlüğe engel olamayınca son periyoda da 54-50 geride girdi. Son periyot ise yaşanan rekabet açısından, şampiyonada bugüne kadar izlediklerim arasında en iyisiydi. Rasic'in yönlendirdiği oyunla Krstic ve Macvar'la Hırvatistan pota altını karartan Sırbistan'a karşı yine sadece Popovic'e güvenen Hırvatlar, skor 67-61'e gelince bir yardımcı oyuncu daha çıkarmaları gerektiğinin farkına vardı. Moladan sonra Banic'in ard arda gelen 4 sayısıyla skora yeniden ortak olan Hırvatlar, nedense son 1 dakika herşeyi yeniden Popovic'in eline bırakmaya karar verdiler. Son 15 saniyeye Popovic'in 2 serbest atışıyla 70-69 geride giren Hırvatistan'ın, taktik faul yapıp geriye kalan sürede 3 sayılık bir atış kovalayacağını düşünürken, koç Vrankovic Ukic'i oyundan alarak takımın en tecrübelisi Kus'u oyuna sürdü. Kenardan topu alan Rasic'e Tomas ve Kus'la ikili sıkıştırma uygulayan Hırvatistan, topu Popovic'e kazandırdı. Paunic'in yaptığı faulle 2 serbest atış kazanan Hırvatlar, maçın bitimine 11 saniye kala öne geçme fırsatı yakaladı. Ama çizgiye giden Popovic 2 atıştan sadece birini sayıya çevirince son 11 saniyeye 70-70 girildi. Savunma yapıp maçı uzatmaya götürmesi gereken Hırvatlar, orta sahadan oyunu başlatacak Sırplar'a baskı uygulamak isterken amatörce bir paylaşım hatası yaparak Rasic'i bomboş bıraktı ve sadece 9 saniye kala tekrar 2 sayı geriye düştü. Son hücumda topu yine Popovic'e veren Hırvatlar'ı savunmak yerine Sırbistan, 5 saniye kala hem de top hala Hırvatistan yarı sahasındayken Tepic'in yaptığı faulle Popovic'i tekrar çizgiye yolladı. Bu sefer 2 atışını da sayıya çeviren Popovic, takımına beraberliği getirdi. Ama son saniyelerde yapılan amatörlükler nedense bitmek bilmedi ve 1 saniye kala tecrübesine güvenilen Kus'un atış imkanı bile yokken Rasic'e yaptığı faul Hırvatlar'ın sonu oldu. İlk atışını sayıya çeviren Rasic, 2.yi bilerek kaçırdı ve takımına maçı kazandırdı...


Turnuva başlamadan Sırbistan şampiyonluk adaylarımdan birisiydi ama bugün Hırvatlar'a verdikleri 13 hücum ribauntu çeyrek final öncesi oldukça düşündürücü. Ayrıca bugün Rasic ve Perovic'in ekstra katkılarıyla Teodosic'in etkisizliğini telafi edebilmiş olabilirler ama çeyrek finalden ileriye gidebilmek için bundan sonra her oyuncu maksimumunu vermek zorunda. Dış atışlara fazlasıyla bağımlı oyun planı Hırvatlar'ın sonunu hazırladı. Özellikle 2.periyot ve 3. periyodun ilk 6 dakikası ard arda hücumlardan zorlama üçlüklerle boş dönen Hırvatlar'ın, oyunun sıkıştığı anlarda sırtını tamamen Popovic'e dayaması ve buna rağmen ona bile boş alan yaratamaması maçı çok daha önce koparabilirdi. 5/24'le üçlük atabildiler ki 3ü Popovic'ten zaten. Ancak başta yazdığımız faktörün verdiği ekstra motivasyon ve Teodosic'in bugün oynamayı hiç istememesi maçı bu hale getirdi. Bana da 40 dakika boyunca, altında 20 yıllık derin bir rekabetin yaşandığı bu çekişmeyi keyiflice izlemek ve son dakikalar uğruna iftarımı 10 dakika geç açmak düştü...


Not: İşin ırkçı tarafını bir tarafa bırakırsak, Sırp taraftarların Turkcell'in dağıttığı dev ellerin 2 parmağını keserek çetnik selamına dönüştürmesi oldukça yaratıcıydı...

Fotoğraflar: Fiba.com

0 yorum

Yorum Gönder