TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Profesyonellere Emanet

Onur Saygın 2 Eylül 2010 ,


Galatasaraylı taraftarlar sancılı bir transfer dönemini daha geride bıraktı. Futbol Şubesi'nin içinde bulunduğu garip yönetim anlayışı ile geçen bu transfer dönemi pek tatminkar olmadı.

Futbol A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı olarak transfer dönemine başlayan Adnan Sezgin, transfer dönemini Sportif Direktör Adnan Sezgin olarak tamamladı. Galatasaray'da geçtiğimiz sezonun bitmesiyle beraber ilk olarak Mehmet Batdal ve Serdar Özkan transferleri açıklandı. Mehmet Batdal sezon başı iyi bir transfer gibi gözükse de sezona sakat başlayarak bu sene için beklenen katkıyı yapma ihtimalini zora soktu. Forvet olarak oynayabilecek Kewell ve Pino'nun da sakatlıklarla boğuştuğu düşünülürse sakatlıktan çok formsuz dönmezse yeteri miktarda süre alacaktır. Serdar Özkan Beşiktaş için Guti ve Quaresma'dan sonra yılın transferi olurken Galatasaraylılar için Gökhan Zan gibi sezon bir başlasın nasıl olsa unuturuz transferi oldu. Halihazırda her an patlaması beklenen Aydın Yılmaz varken yine patlaması beklenen bir Serdar Özkan transferinin mantıklı bir açıklamasını en azından ben yapamadım. Yabancı kontenjanı yüzünden ofansif oyuncularda rotasyona gitmek zorunda kalınırsa çok az da olsa katkı sağlayabilir.

Geçtiğimiz sezon içinde anlaşıldığı duyurulan Musa Çağıran ve Ali Turan ikilisinden Musa Çağıran henüz çocuk sayılabilecek bir yaşta Altay'ın en öenmli futbolcularından biri olarak potansiyelini ortaya koymuştu. Bu sezon için olmasada ilerleyen sezonlarda kendisinden mutlaka faydalanılacaktır. Şahsen bir sezon daha Altay'da kalsaydı hem kendi için hem de Galatasaray için daha faydalı olucağını düşünüyorum. Ali Turan için konuşmak erken demek isterdim ama büyük kulüplerde ilk sezonuna bu şekilde bariz hatalar yapak başlayan oyuncuların kredisi oluşmadan bitiyor. Yabancı olduğu bir pozisyonda oynaması takım dinamiklerinin bozan oyun anlayışına bahane olamaz. Kendisi 21 Nisan tarihinden beri Galatasaray ile antremana çıkan bir futbolcu olarak uyum sorunu yaşadığınıda düşünmüyorum. Stoperdeki üçüncü alternatif olarak kadroda kalıcak gibi duruyor.

Çağlar Birinci transfer herhalde bu sezon değil benim hatırladığım en garip Galatasaray transferi oldu. Beş futbolcudan dördü bonservisiyle biri de kiralık olarak yollanıp üstüne de bir miktar para verileceği duyuruldu. Garip olaylar burdan sonra başladı, bonservisiyle beraber yollanan futbolcuların bir kısmının bu transferden haberi dahi yoktu. Bu futbolcular daha sonra Denizlisporla anlaşmaya yanaşmayıp başka takımlara transfer oldular. Sadece kiralık olarak yollanan Serdar Eyilik Denizlispor'a giderken bir miktar para olarak açıklanan miktarın bir milyon avro olduğu öğrenildi. Altyapı fetişi olan bir insan değilim ama Çağlar Birinci'nin de sezona sakat girmesi zaten altyapı oyuncularına yapılanlar ve taraftarlar arasındaki Adnan Sezgin sevgisi Çağlar'a soğuk kalınmasına neden oldu. Insua transferi sonrası sol bek alternatifi ve stoper de oynayabilmesi ile defans rotasyonunda bolca süre alabilir. Son dönemdeki Hakan Balta performansını gördükten sonra Çağlar Birinci'nin bir an önce sakatlıktan dönüp rotasyona dahil olmasını bekliyorum.

Galatasaray yerli oyuncu transferinde beş oyuncuyu kadrosuna katarken bunlardan sadece Çağlar Birinci'ye bonservis bedeli ödeyerek kağıt üzerinde iyi bir iş çıkartırken saha içinde öyle olmadığı görüldü.



Yabancı transferinde 31 Ağustos'a kadar durum pek farklı değildi. Mehmet Topal'ın takımdan ayrılmasıyla oluşan boşluk Lorik Cana ile doldurulmuş bunun dışında tam spor yazarlarının sevdiği ''bu adam kapalı kutu'' transferi Pino gerçekleşmişti. Mehmet Topal gibi takımdan ayrılan Keita'nın eksikliği Pino ile dolar mı dolmaz mı tartışmaları başlayamadan Pino sakatlanınca sağ açık olarak elde Aydın Yılmaz ve Serdar Özkan kaldı. Lorik Cana-Mehmet Topal değişikliği bence Galatasaray'ın ihtiyacı olan bir değişiklikti. Mehmet Topal oynadığı bölge için Türkiye'de çok narin kalan bir oyun stiline sahipti. Geçen sezon Galatasaray'ın en büyük eksikliği orta sahasının sertliğe cevap verememesiydi. Cana bu eksikliği tek başına kapatabilecek sertliği bünyesinden barındırıyor. Kart problemi çekmez ve form tutarsa Kewell sonrası taraftarın sevgilisi olur. Pino şöyle futbolcu böyle futbolcu diye anlatmak bende çok isterdim ama kendisinin Monaco performansı pek bir şey anlatmıyor. 2008-2009 sezonunda performans olarak zirve yapan Pino geçtiğimiz sezon sadece 2 lig maçında sahada 90 dakika kalabildi. Galatasaray kariyeri düşüşte olan oyuncuların üst düzey performans gösterdiği kulüp olarak anıldığı gibi kariyerinin başlamadan bittiği oyuncularla da anılmakta. Pino için umarız ilk durum gerçekleşir genç yaşında iyi bir form grafiği yakalar.



Olayın koptuğu 31 Ağustos'a gelirsek, Emerson-Capello kontenjanından Roy Hodgson Paul Konchesky tranfer edilince Emiliano Insua oynamak istediği bir takıma gitmek istedi. Zaten Fabio Aurelio ile girdiği forma mücadelesine bir de Konchesky katılında önündeki opsiyonlardan bizim açımızdan en iyisini seçerek Galatasaray'a transfer oldu. Kendisinin nasıl bir performans ortaya koyacağı belli olmaz ama benim için yılın transferidir. Galatasaray'ı uzun zaman sonra her iki kanadı da atağa çıkarken görebileceğiz. Büyük takımların lig boyunca kapalı savunma açmaya çalıştıkları düşünülürse, çizgiye inebilen iyi orta yapabilen ve şut çekebilen bir savunma oyuncusu inanılmaz fayda sağlayabilir. Umarım sonu Giovanni Dos Santos gibi olmaz ve opsiyon hakkı Galatasaray tarafından kullanılır. Misimovic iste pastanın üzerindeki kiraz gibi oldu.Misimovic transferi 4-3-3'ten 4-2-3-1'e dönüşü simgeliyor olabilir. Bundesliga asist kralı olmuş, takımı şampiyonluk yolunda giderken en önemli katkı sağlayıcılarından biri olmuş bir oyuncu transfer için tek eleştirilebilecek nokta Avrupa Ligi elemelerinden önce neden gerçekleştirilmediğidir.



Ama transferin son günü öyle bir olay yaşandı ki başlıktaki profesyonellerin ne kadar profesyonelleşebileceğini gösterdi. Yaş olarak kendisini seyredemedim ama Prekazi hikayerleri ile büyüdüm. Monaco maçında attığı frikiği sanki canlı seyretmişim gibi aklıma kazıdım. Barış Özbek'e bile mantıklı yaklaşmamı sağlamıştır 8 numaranın büyüklüğü. Kendi seyrettiği ve beğendiği oyuncuyu Galatasaray'a önerirken de Galatasaray'ın profesyonelleri tarafından adi menejer muamelesi görürken de menfaat beklemedi o 8 numara. Ama herkesi kendi gibi sanan insanlar tarafından dışlandı kalbi kırıldı. Unutmasınlar herkes gider biz kalırızda ki bizden biridir Prekazi. Siz bir gün gideceksiniz biz gene ''Oha be Prekazi!!'' ile gülüp eğleniceğiz. Kurumsallaşıcaz, profesyonelleşiceğiz diyerek bundan bahsediyorsanız ben almıyım teşekkürler. Nasıl formanın önündeki arma arkasındaki isimden büyükse, kulübün tarihi ve gelenekleri de sizin tüzük taslağınızdan büyüktür.

1 Yorum

  1. müthiş bir yazı gerçekten. Sonunda ki paragrafla bir çok galatasaray'lının söylemek istediği şeyi dillendirdiniz. teşekkürler.

     

Yorum Gönder