TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG

Florya Yeniçeri Ocağı

Onur Saygın 27 Ağustos 2010 ,



Şahsen hem 2006 hem de 2008 şampiyonluklarının Galatasaray'ın başına gelen en kötü şeyler olduğunu düşünüyorum. Her iki şampiyonluk da eksiklerin görülmesini engellediği gibi pek çok gereksiz insanın kulüp içinde yükselmesini sağladı.

2008 yılında Galatasaray şampiyon olurken en öne çıkartılan yönü neredeyse tamamı Türk oyunculardan oluşan bir kadroyla sahada olmasıydı. Ama neredeyse tamamı kullanılan kimse yabancı kontenjanının nasıl bu kadar kötü kullanılabildiğini sormadı. Bir hafta önce yürüyecek hali olmayan futbolcuların Feldkamp istifasını verdikten sonra bırakın doksan dakikayı imkan verseler 180 dakika maç yapabilecek kondisyona ulaşaması şampiyonluğa inanç oldu. Son altı haftaya girilirken takımın başına teknik direktör getirememek bir anda kendi evlatlarına güvenmek olurken, o güvendikleri insanı nedense bir sonraki sezon için düşünmediler. Futbolcuya dayalı düzenin getireceği bir şampiyonluk için takımın tarihini hiçe sayanlar şimdi aynı düzen tarafından aşağı çekiliyor.

Adnan Polat Galatasaray'da 2006 yılında gölge başkan olarak göreve geldiğinden bugüne kadar olanları kimse unutmadı. Kulübün marka değeri ne Gs Store ürün yelpazesiyle ne de bu ürünlerin fiyatı ile artıyor. Ali Sami Yen'de Şampiyonlar Ligi müziğini duymayalı 4 sene geçmişken kimse bana projelerimizle beraber büyüyoruz masalını anlatmasın. Eric Gerets'e yapılanlar, Skibbe'nin yardımcılarının kovulması, Ümit Davala'nın işine son verildiğini televizyondan öğrenmesi, takımın ruhsuzlukta çığır açtığı Kocaeli maçı sonrası belki de o durumda en az suçlu olan Skibbe'nin kovulması ve taraftarın önüne atılan son yem olan Bülent Korkmaz'ın yaşadıkları. Bunlar sadece teknik direktörlerin başına gelenler. Oyuncuların durumu burda tek tek yazmaya başlasam büyük ihtimalle 3-4 tane post atmam gerekicek.

Kulüp yönetiminin Hasnun Galip'ten Florya'ya taşınmasına izin verenler bu gelinen noktanın en önemli sorumlusu. Ben artık sahada oyuna küsen, kendi istekleri olmayınca yüzü asılan futbolcu görmek istemiyorum. Teknik direktörü hakkında onun da son şansı yüzsüzlüğüne girecek futbolcu istemiyorum. Unutmasınlar formanın önündeki arma arkasında yazan isimden her zaman daha değerlidir.

Maç için fazla söylenecek söz yok. Eldeki malzemeden güzel futbol izlememiz zaten olanaksız. Üstüne bir de umursamazlık eklenince altı resmi maçta sadece bir galibiyet gayet normal duruyor. Asıl işin acı tarafı savunma yönüyle öne çıkan en az 6 oyuncu ile sahaya çıkan Galatasaray'ın her maç gol yemesi. Rijkaard futboldan anlamıyor noktasına kadar eleştirebilen insanların bir kaç tanesi hariç sahadaki Türk futbolculara ne diyeceklerini de merak etmiyor değilim.

0 yorum

Yorum Gönder