Porto Riko’da güzellik yarışmaları ve Ricky Martin’den daha fazla önemsenen tek bir şey var: Basketbol. Tv’lerde en çok reytingi basketbol maçları alıyor, sadece uluslararası maçlar değil yerel turnuvalar bile büyük ilgi çekiyor. Belki uluslararası seviyede Litvanya gibi bir ekol takımı değiller ama ülke içinde oluşturdukları basketbol kültürü sayesinde şimdiye kadar yapılan 15 şampiyonanın 12’sinde(son 7’si art arda) yer aldılar. Türkiye’ye de hedeflerini yüksek tutarak geliyorlar. Bu hedeflere ulaşırlar mı bilinmez ama kesin olan bir şey varsa, o da oynadıkları basketbolla yine turnuvanın izlemesi keyifli ekiplerinden birisi olacakları.
BURAYA NASIL GELDİLER?
Porto Riko Güney Amerika Şampiyonası’nda 2. Olarak Dünya Şampiyonası’na katılma hakkı kazandı. İlk grup maçlarında Meksika, Virjin Adaları, Uruguay ve Kanada karşısında zorlanmadan 4 galibiyetle üst tura çıktı. Çeyrek final grubunun ilk iki maçında Dominik Cumhuriyeti ve Panama karşısında zorlanmadan iki galibiyet daha alan Porto Riko, 3. maçında Arjantin’e 80-78 mağlup oldu. Yarı finale kalabilmek için kazanması gereken son maçta Brezilya’yı 86-82 mağlup ederek gruptan çıkmayı başardılar. Yarı finalde bir kez daha eşleştiği Arjantin’i çeyrek finalin rövanşını alarak 85-80 mağlup eden Porto Riko, finalde bir kez daha Brezilya’yla oynadı. 11 gün içinde 10 maç oynanmasının da etkisiyle, turnuvanın diğer maçlarına göre oldukça kısır geçen maçta son saniyelere 61-60 mağlup giren Porto Riko, Arroyo’yla son hücumu değerlendiremeyince gümüş madalyayla yetinmek zorunda kaldı.
HEDEF
Porto Riko, büyük bir basketbol mucizesi olmadığı sürece ilk gruptan çıkacaktır. Ama önemli olan ilk 4’de Rusya ve Türkiye’nin önünde yer almak. Şu an için ilk hedefleri çeyrek final oynayarak 2006’daki 17.liği unutturmak. Ayuso ve Dalmau’nun teknik ekiple yaşadıkları sorunlar yüzünden takımdan ayrılması önemli bir güç kaybı. Koç Cintron bunu pozitife dönüştürüp takımın kenetlenmesini sağlarsa, belki çeyrek final ihtimali doğabilir. Ama Almanya karşısında izlediğim, iki maçta da varlık gösteremeyen Porto Riko’nun çeyrek final görmesi benim açımdan sürpriz olur…
ANTRENÖR
Koç Manuel Cintron, Porto Riko basketbolunda önemli bir figür. Koçluk kariyerinde Porto Riko ve Venezuela’da kazandığı şampiyonluklar var. Milli takımda yardımcı antrenörken, avukat-filozof koç Julio Toro’nun ayrılmasıyla 2007’de göreve geldi. Özellikle geçen sezon Amerika Şampiyonası’nda oynattığı oyun herkes tarafından çok beğenildi. Çalıştırdığı takımları özellikle savunmada iyi organize etmesiyle tanınıyor. O da daha önceki hedeflerini en az çeyrek final olarak belirtmişti. Ama Almanya maçları ve takımın önemli iki parçasının ayrılmasından sonra hedefleriyle ilgili kendisinden yeni bir açıklama gelmedi.
KADRO
Carlos Arroyo
Kesinlikle takımın en güvenilen oyuncusu. 2002’den beri bütün turnuvalara katıldı. Son Amerika Şampiyonası’nda kazanılan gümüş madalyada en büyük pay ona ait. Porto Riko’nun turnuvada elde edeceği derece onun göstereceği performansa bağlı diyebiliriz.
Jose Juan Barea
NBA patentli bir başka oyuncu. Dolayısıyla ondan da beklentiler en üst seviyede. Her iki guard pozisyonunda da oynaması önemli bir avantaj. Arroyo’dan rol çalmadan, onun liderliğinde iyi bir takım oyuncusu olursa takımına maksimum verim sağlar.
Filiberto Rivera
6 yıldır Porto Riko’nun yer aldığı tüm turnuvalarda yer aldı. En önemli görevi de Arroyo’yu yedeklemek oldu. Türkiye’de de onun yorulup kenara geldiği dakikalarda görev alacaktır. Cv’sinde Almanya, İtalya ve Yunanistan liglerinin de yazdığını düşünürsek, bu görevi yerine getirmek onun için zor olmayacaktır.
David Huertas
Dalmau ve Ayuso’nun son dakika isyanı yüzünden kadrodan çıkarılmasından sonra çağrıldı. 2 numara için son alternatif olacak. Porto Riko adına farkın açıldığı maçların son periyotlarında, mevcut oyuncuları dinlendirmek amaçlı görev verilebilir.
Guillermo Diaz
Amerika Şampiyonası onun ilk turnuvası olmasına rağmen performansı etkileyiciydi. Özellikle finalde, savunmadaki oyunuyla herkesin takdirini kazandı. Bu turnuvada aldığı dakikalar çoğalacak. Savunmadaki sert oyunu ve hem 1 hem de 2 numaralarda oynayabilmesi sebebiyle, savunmada zorluk çekilen dakikalarda yardımına başvurulabilir.
Angel Daniel Vassallo
Kısa Forvet pozisyonunda şu anda jenerasyonunun en iyisi. Gününde olduğunda hücumda onu durdurmak zor. Son Amerika Şampiyonası’nda çeyrek finalde Brezilya’yı devirdiklerinde 8/8’le 20 sayı atmıştı. Savunmada hala yeterli seviyeye gelmediği için uzun dakikalar almayacaktır ama özellikle hücumda zorlanılan dakikalarda, coach Cintron’un ilk tercihlerinden birisi olacaktır.
Carmelo Antrone Lee
Arjantin, Portekiz, İsrail, Kore liglerinin yanında Orta Amerika’da neredeyse tüm ülke liglerinde oynamanın verdiği tecrübesi bile yeter bu takımda yer alması için. Porto Riko’nun gezgin forveti Türkiye’de muhtemelen son turnuvasını oynayacak. Ayakları artık yavaşlasa da hala savunmada takımının en önemli kozlarından…
Ricardo Sanchez
23 yaşındaki oyuncu takımının 4 numaralı pozisyonda ilk tercihi. Savunmadaki iyi oyununun yanında onun bölgesinde oynayan birçok oyuncuya göre çok da önemli bir avantaja sahip: Hücumlarda dışarıya çıkıp boşluğu bulduğu anda yolladığı 3 sayılık atışlar. Bu da Porto Riko hücumlarında coach Cintron’a fazladan birkaç hücum seti daha çizebilme olanağı verecektir.
Renaldo Balkman
26 yaşında olmasına rağmen 2010, milli takımda yer aldığı ilk büyük turnuva. New York Knicks’de de, Denver’da da oyuna sonradan girip takımı ateşleyen bir oyuncu profili çizdi. Türkiye’de de bu rolü üstlenecektir. Bu sezon Denver’da sadece 13 maça çıkmış olması maç kondisyonu açısından handikap yaratabilir.
Nathan Peavy
Onun da milli takımla oynayacağı ilk büyük turnuva. Hem 3 hem de 4 numarada diğer pozisyonunu aratmayacak şekilde rahatlıkla oynayabiliyor. Ülkesinin en yetenekli forvetlerinden olarak gösteriliyor. Cintron’un da ondan beklentileri yüksek. Normalde Lee-Sanchez-Balkman üçlüsünden ikisi kenara geldiğinde oynar diye düşünüyorum ama Cintron onu ilk 5 başlatırsa da şaşırmam.
Daniel Santiago
Hem milli takımda, hem de Avrupa’nın birçok ülkesinde başarılarla dolu bir kariyer. 12 yıldır bir önemli bir dişlisi olduğu takımıyla son turnuvasına, Avrupa kariyerindeki son ülkesi olan Türkiye’de çıkacak. Bu sezon Efes’te ara sıra da olsa yaptığı sakarlıkları tekrarlamazsa Ramos yerine ilk 5’te yer alması bile gündeme gelebilir.
Peter John Ramos
Özellikle uzun boyuyla savunmada en çok güvenilen isim. 25 yaşında olmasına rağmen cv’sinde 3 yıl NBA, 1er yıl da İspanya ve Çin maceraları yazıyor. Orta mesafeden isabetli şutları etkili. Ayrıca son bir yılda savunmada da müthiş bir gelişim gösterdi. Şans bulamadan sona eren NBA kariyerine geri dönmek için çok istekli. Bu istek oyununa yansırsa Porto Riko pota altı için işler daha kolay hale gelebilir.
6. ADAM
Jose Juan Barea’nın en önemli avantajı her iki guard pozisyonunda da oynayabilmesi. Ayuso’nun yokluğunda, Arroyo ve Diaz ikilisinin 1 ve 2 numara için ilk 5 başlayacağını düşündüğüm Porto Riko’da, Barea her iki oyuncu için de alternatif oluşturacak, kenardan oyuna dahil olarak dinamizm getirecek oyuncu olacaktır. Koç Cintron, bu 3 oyuncuyu eşit süreler alacak şekilde rotasyona sokacaktır ve muhtemelen bu rotasyonun kilit oyuncusu da yine Barea olacaktır. Kendi takımı Dallas Mavericks’de Jason Terry’nin rolünü Porto Riko’da Barea üstlenecektir diyebiliriz.
BU ADAMA DİKKAT
Dünya Şampiyonası sonuç olarak 15 günlük bir turnuva. O 15 gün konsantrasyonunu üst seviyede tutan ve gününde olan bir oyuncu kendisinden beklenmedik performanslara imza atabilir. Angel Daniel Vassallo da böyle bir oyuncu. İstediği zaman oynayan, istemediğinde ise takımını baltalayan türde. Dünya Şampiyonası’nda yer almak bile motivasyonunu üst düzeyde tutmak için yeterli bir sebep. Dengede giden maçlarda rakiplere ani sürprizler yapabilir.
BU TAKIM NEYİ İYİ YAPAR – NEYİ YAPAMAZ?
Bu takım izleyene keyif verir, kaptığı toplarla hızlı hücumlara çıkma konusunda belki de turnuvanın en iyi takımlarından birisi olur. Hücum organizasyonlarını savunma organizasyonlarından daha iyi yapıyorlar. Bir diğer pozitif etmen ise takımda cesur futbolcu sayısının çok fazla olması. Kritik toplar genelde Arroyo’ya veriliyor olsa da onun dışındaki oyuncular da bu tip durumlarda sorumluluk almaktan çekinmiyor ve elleri titremiyor. Son düzenlenen Amerika Şampiyonası’nı son topta kaybetmiş olsalar da, başa baş giden mücadelelerde son toplarda Koç Cintron’un birden fazla seçeneği olacak.
Bu takım savunma yapamaz. Zaten yapmayı da denemez. Oyun kültürleri savunmadan çok hücum üzerine kurulu. Dediğim gibi işi abartıp “total basketbol” diye komik bir kavram uydurursak, Porto Riko da onun yegane temsilcisi olur. Ama basketbolu futboldan ayıran en önemli özellik olan “iyi savunma şampiyonluk getirir” mottosundan uzak oldukları için sert savunmayla karşılaştıklarında panikleyip zorlama atışlar yapabiliyorlar. Bu tip durumlarda özellikle Ayuso’yu çok arayacaklar gibi.
0 yorum