Trabzonspor: 1 Liverpool: 2
Ancak ikinci yarıda Liverpool baskısı hakimdi. İlk maçtaki gibi değildi. Bu sefer ikinci yarının 80. dakikasına kadar topa sahip olan taraftı Liverpool. Yenilmeyecekler ve turu atlayacaklardı. Bu belliydi. Tam ''Trabzonspor bu baskıyı kırabilir mi'' derken o an geldi. Cale'nin boşalttığı alandan kaptırıp giden Glen Johnson, karşısına çıkan Egemen'i kolaylıkla geçti. Egemen'in bu girişi için de ayrıca kitap yazılabilir. Bu kadar dengesiz bir şekilde rakip karşılanmaz. Onun açtığı boşluktan Johnson içeri ortalar ve Ngog'dan önce topa dokunan Giray kendi kalesine golü atar. Sonrasında gelişen hızlı atak ve Kuyt'un golü. Trabzonspor gururlu bir şekilde sahadan ayrılır. Taraftarın alkışları her iki takımadır.
İlk maçta Umut için epey laf etmiştim. Umut olsa farklı olur muydu? Bu tarz sorular hiçbir zaman gerçekçi bir şekilde yanıtlanamaz. -se/-sa larla futbol yürümez. Ben ilk maçtaki Umut'u eleştirirken kafamda Jaja vardı, Gabric vardı, Alanzinho-Yattara-Colman'lı forvet arkası vardı. Bunların hiçbiri sahada olmayınca Burak ve 45'er dakikalık Yattara/Alanzinho ikilisini izlemek durumunda kaldık. Trabzonspor bu maçtan sonra tur atlayabilirdi. Olmadı. Ama lig için tehlikeli olduğunu gösterdi. Şenol Hoca, Umut'un kafasının karıştığını düşünmüş olabilir. Kararına saygı duymaktan başka çare gelmez. Tarih, Liverpool'un 2-1 kazandığı yazacak. Benim canımı sıkan da bu. Liverpool, Türkiye sınırları içerisindeki ilk galibiyetini aldı. Dileriz, son galibiyeti olur.
0 yorum