TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG


Dünya üzerinde başka hiçbir takım Rusya kadar anlaşılamaz dinamiklere sahip olmasa gerek. 2007 Avrupa Şampiyonası’nda zirveye çıktıklarından bir sene sonra, olimpiyatlarda tek galibiyetlerini İran karşısında aldılar! Bu kadar büyük farkı jenerasyon değişimiyle, ya da başka bildik mazeretlerle açıklamak mümkün değil.

O başarıda takımın kadrosunda tek NBA patentli oyuncu bulunurken, diğer tüm isimler Rusya Ligi’nde mücadele ediyordu. Bu sebeple, tıpkı grubun diğer takımı Çin gibi bir zamanlar onlar da tek kişilik takım olarak algılanıyordu. Zaten bu algının dışına çıkıp, 3 sene önce olduğu gibi mücadele ettikleri takdirde, eldeki kadronun başarılı olmaması mümkün değil. Oyuncuların kulüp takımlarında tek başlarına aldıkları sorumluluğu, mevzu bahis milli takım olunca paylaşmaları Rusya için sıkıntı.

Beşinci kez Dünya Şampiyonası’nda mücadele edecek olan takım, sekiz yıl önceki turnuvayı onuncu tamamlamıştı. Hatırlatmakta fayda var, bir önceki turnuvada ise gümüş madalya kazanmışlardı!

BURAYA NASIL GELDİLER?
Avrupa Basketbol Şampiyonası’nı beş galibiyet ve dört mağlubiyetle, yedinci sırada bitirip doğrudan katılma hakkı kazanamadılar. Almanya, Litvanya ve Lübnan’la birlikte Wild Card kontenjanından Türkiye yolunu tuttular.

HEDEF
’94 ve ’98 Dünya Şampiyonaları’nda arka arkaya gümüş madalya kazanan Rus takımı, son iki turnuvanın birine katılamazken birinde de onuncu olmuştu. ‘Dün’, elbette yeterli bir referans değil fakat, son on yılda sadece bir altını olan Rusya için turnuvada zirve gerçekçi bir hedef değil. Madrid’de Kirilenko’ya dayalı kadroyla gelen başarının ardından hayal kırıklıklarıyla dolu iki yıl geçirseler de, en başta bahsettiğimiz gibi Rusya’yı bir temele oturtmak pek kolay değil. Gerçekçi olmaya çalışırsak, son sekizden öncesi başarısızlık; sonrası ise sürpriz olur Rusya için.

ANTRENÖR
Rusya Basketbol Federasyonu’nun devrim niteliğinde bir karar alıp, ülke tarihinde ilk kez yabancı bir antrenörü takımın başına geçirmesi büyük yankı uyandırmıştı 2006’da. Ertesi yıl, İsrail asıllı Amerikan David Blatt ilk kez boy gösterdiği Avrupa Şampiyonası’nda altın madalyayı boynuna takarken hem kariyerinin zirvesine çıkıyor hem de kendisi için verilen kararın ne kadar doğru olduğunu gösteriyordu. Antrenörlük hayatında on bir yıl boyunca İsrail dışına çıkmazken, ilk yurtdışı deneyimini St. Petersburg’la yaşadı. Bir sezon süren Rusya ve devamında gelen iki yıllık İtalya deneyiminin ardından, kader onu bu topraklara; Efes Pilsen’in başına getirmişti. Avrupa Şampiyonu unvanıyla geldiği Türkiye’de de uzun süre kalamayıp, ertesi sezon veda etmişti. Asla tek bir taktiğe sadık kalmayan, değil sezon maç içinde dahi birçok kez stratejisini değiştiren bir koç olarak biliniyor. O’nla çalışan oyuncuların, Blatt hakkında ağız birliği etmişçesine söylediği tek şey, son ana kadar agresif savunma ve yardımlaşma. Şansı o ki, Rusya’daki çoğu oyuncu birçok savunma varyasyonlarında yeterince tecrübeli. Bu da hem takımın uyum sağlamasını hem de Blatt’ın işini kolaylaştırıyor. Üç sene önce rakiplerine savunmada kabus yaşatan oyuncularıyla, başarısız geçen iki turnuvanın acısını çıkartmak isteyecektir Amerikalı antrenör.

KISA KISA KADRO
ANDREW VORONTSEVICH 
Kariyerine Lokomotif Moskova’da başladıktan sonra dört senedir CSKA Moskova forması giyiyor 23 yaşındaki pivot. Uzun mesafeli atışları iyi yapan bir uzun olarak, geçmişte Khryapa ya da Kaun’un yerini de doldurdu zaman zaman. Takım uykuya daldığı anlarda isyan etmesi ve harekete geçmesiyle ün salmış durumda. CSKA’nın güçlü kadrosunda çok fazla süre alamasa da, oyunda yer aldığı her dakikada maksimum çabayı sarfediyor. Genç yaşına karşın tecrübesi, kesinlikle en büyük artısı.

SERGEY MONYA
Tıpkı CSKA’dan NBA yolunu tutan Kirilenko gibi, Monya’nın da kariyeri bu şekilde ilerledi. Başarısız geçen bir sezonun ardından, Dinamo Moskova’ya döndü ve özellikle geçtiğimiz yıl muhteşem bir sezon geçirdi. Superlig’i ribaunt kralı olarak tamamlarken, takımının finale çıkmasına yardımcı oldu ve en iyi 10 skorer arasına girdi. Gerek savunmada gerek de hücumda çeşitli varyasyonlara uyum sağlayabilen bir isim Monya. Buna bir de uluslararası deneyimini eklersek, takımının itici gücü olacağını tahmin etmek çok zor değil.

SASHA KAUN
Basketbola dair hiçbir beklentisi olmadan Birleşik Devletler’e giden Kaun, eğitimin sürdürdüğü sırada yerel bir takımdan burs kazandı. Burada gösterdiği başarıyla birlikte yeteneğinin keşfedilmesi, hayatının dönüm noktası oldu. 2008’de hem diplomasını alırken hem de NCAA şampiyonluğuna ulaştı. Pekin Olimpiyatları’ndan bir gün önce kadrodan çıkartılması, geçen sene de sakatlığı sebebiyle kadroda yer alamadığından, milli takım forması altında bu ilk turnuvası olacak. “Hücumları smaçla ya da sağlam bir atışla bitirmeyi severim.” diyen Kaun, top ondayken takım arkadaşlarının rahat davranmalarının sebebini de açıklıyor.

TIMOFEY MOZGOV
Sakatlıklar ya da kötü performans diğer pivotları uzaklaştırırken Timofey Mozgov 2009 FIBA Avrupa Şampiyonası’nda milli takımdaki tek gerçek pivot oyuncusu olarak ortaya çıktı ve şansı yaver gitti. Ama Khimki’deki bir sonraki sezon onun için bir hayalkırıklığı olarak özetlenebilir. Geçmişte bu kadar başarılı olmasını sağlayan çevreye tekrar kavuşma umudu hala mevcut.

ALEXEY ZHUKANENKO
Zhukanenko hem pivot hem de uzun forvet olarak oynayabiliyor. Pozisyonunu çizgide tutabilen aynı zamanda da çembere hücum söz konusu olduğunda yararlı olabilen gerçek bir pivot. Belki en üst seviyede oynamak için deneyimi yok ama aradaki farkı kapatmak için elinden gelenin en iyisini yapıyor.

SERKEY BYKOV
Geçtiğimiz sezon mali bir krizle sarsılan Dynamo ve zorunluluk gereği tüm yabancı oyuncuları elden çıkarıp ve her şeyiyle tam bir Rus takımı olmuştu. Ligdeki lider skorerlerden biri olan combo gard Bykov’a da ekstra sorumluluk yüklendi. Gariptir ki yıldızlarla süslü bir takımda oynamasını sağlayan Bykov’un savunması oldu. Çok az oyuncunun sahip olduğu yeteneklerini kendisine saklamazsa önemli bir koz olabilir.

DMITRY KHVOSTOV
Kadroya son anda dahil edilen isimlerden birisi Khvostov. Shved çıkartıldıktan sonra takıma çağrılan 21 yaşındaki oyuncu, Dinamo Moskova’da mücadele ediyor.

EUGENY VORONOV
Geçtiğimiz sezonu Krasnye Krylia’da, 7.1 sayı ve 2.9 ribaund ortalamasıyla geçirdikten sonra Dinamo Moskova’nın yolunu tuttu 25 yaşındaki oyuncu. Takımın oyun kurucu rotasyonunda, uzun süreler alması zor görünüyor.

VITALY FRIDZON
Oyuncu hareketinin birinci ve ikinci lig turnuvaları arasında oldukça yavaş olduğu Rusya gibi bir ülke için Fridzon’ın kariyer yolu sıradışı.  Khimki yönetimi gardların sakatlanması nedeniyle Fridzon'ı tam da finallere denk gelen dönemde mili takıma çağırdı. Fridzon bu şansı değerlendirdi ve asla arkasına bakmadı. O zamandan beri kendine güven, hareketlilik ve çok yönlülük gibi özellikleriyle Khimki takımındaki antrenör değişiklikleri ve pahalı kadro yenilemeleri arasında beş sezondur kilit oyuncu olmaya devam ediyor.

EUGENY KOLESNIKOV
25 yaşındaki oyun kurucu Spartak Moskova’da oynuyor. Turnuva öncesi hazırlık maçlarında 10 dakikanın üzerinde görev alan Kolesnikov’un Dünya Şampiyonası’nda bu sürelere ulaşabilmesi zor görünüyor.

ALTINCI ADAM - ANTON PONKRASHOV
Ponkrashov oldukça uzun boylu bir oyun kurucu olarak görenleri şaşkına çeviren ve nadir rastlanan bir oyuncu. İnanılmaz pas yetenekleri sergileyen Rusya’nın gelecekteki oyun kurucusu kuşkusuz NBA ihtimalini bir anda garantilemiş oldu.  Hala takım arkadaşlarına çok az kişinin yapabildiği adrese teslim paslar veriyor. Oyun kurucu pozisyonunun kalıcı bir problem olduğu milli takımda Ponkrashov, kenardan vereceği destekle turnuvanın kaderini etkileyebilir.







BU ADAMA DİKKAT - VIKTOR KHRYAPA
Andrei Kirilenko’nun yokluğunda kesinlikle takımın en önemli ismi. Geçtiğimiz yıl Eurolig’in en değerli savunmacısı seçilen Khryapa, bu etiketin ağırlığı altında geliyor Türkiye’ye. Sakatlığı sebebiyle ilk iki maçta oynayamayacak olan 28 yaşındaki CSKA’lı, top takım arkadaşlarındayken de sorumluluk almaktan kaçınmayan bir oyuncu. 2007’de muhteşem bir performans sergiledikten sonra, Pekin Olimpiyatları’nda sakat sakat oynayan Khryapa, geçen seneki Avrupa Şampiyonası’nı da aynı sebepten kaçırdı. Moralli ve sağlıklı bir Khryapa, hem takımın hem de turnuvanın yıldızı olabilecek bir isim.

BU TAKIM NEYİ İYİ YAPAR - NEYİ YAPAMAZ?
Katı savunmayla şampiyonluğu yakalayan Rusya, skorda ekstra performans sergileyemediği anda sıradan bir takıma dönüşüyor. Bunu geçtiğimiz iki yılda gördük. Rusya’nın ısrarlı bir şekilde, maç boyunca sert savunmadan kaçınmayacağını söylemek için müneccim olmaya gerek yok. Fakat özellikle farkın açıldığı anlarda, bunu kapatmaya meyilli bir rotasyona sahip değil Rusya. 2007’deki kadar güçlü bir kadroya da sahip değiller. Maçlar geçtikçe kadro sıkıntısı sebebiyle kendi oyununu sergileyemeyebilir Rusya.

0 yorum

Yorum Gönder