TAŞRA BASKISI

İSTANBUL VE TAŞRA BASKILARI AYNI ANDA ÇIKAN BLOG


2008 Pekin Olimpiyatları’nda bütün maçlarını kazanarak şampiyon olan “Redeem Team”den sonra kuşkusuz Türk basketbolseverler büyük heyecan içindeydi. Kobe Bryant, Dwyane Wade, LeBron James gibi oyuncular Pekin’deydi. Ayrıca 2002 ve 2006’daki gibi hiçbiri ayrı telden çalmıyordu. Bir takım kurgusu içerisinde hareket edip keyif vererek şampiyon olmuşlardı. ABD’nin 2010 FIBA Dünya Şampiyonası kadrosu ise gerçek anlamda hayal kırıklığı oldu. Büyük yıldızlar haricinde Rajon Rondo bile turnuvanın başlamasına sayılı günler kala evine dönmek istedi.

ABD Milli Takımı, her ne kadar NBA yıldızlarından kurulmamış olursa olsun, bu kadroda bulunan herhangi bir oyuncu Avrupa’da oynadığı takdirde kıtanın en büyük oyuncusu olur. ABD’nin turnuvada karşısına çıkabilecek en önemli sorun ise bu bireysel yetenekleri harmanlayamama ve bir takım olgusu oluşturamama ihtimallerinin yüksek olması olacaktır. Aksi takdirde Dünya Şampiyonası’nın en büyük favorisi her zamanki gibi ABD’dir.

BURAYA NASIL GELDİLER
2008 Pekin Olimpiyatları’nda şampiyon olarak direkt katılma hakkı elde ettiler. Olimpiyatlar’da B Grubu’nda yer alan ABD’nin rakipleri Yunanistan, İspanya, Almanya, Angola ve Çin’di. Gruptaki maçlarını en az 20 sayı farkla kazanan ABD, rahatlıkla çeyrek finale yükselip A Grubu dördüncüsü Avusralya’nın rakibi oldu. Bu karşılaşmayı da 116-85 gibi bir skorla kazanan Kobe Bryant’lı Dwyane Wade’li takım, yarı finalde Arjantin’i 101-81, turnuva boyunca ilk kez zorlandığı final maçında da İspanya’yı 118-107 mağlup edip 2008 Olimpiyatları’nın şampiyonu oldu ve 2010 FIBA Dünya Şampiyonası vizesi aldı.

HEDEF
ABD Milli Takımı’nın hedefi tabii ki şampiyonluk. Daha düşük bir derece düşünmek hiçbir basketbolsever için mümkün değil. Fakat bu hedefe ulaşmak için önlerinde bir önemli hedef daha olmalı. Takım olmak ve birlikte hareket etmek ABD’nin 1994’ten beri ilk kez Dünya Şampiyonu olmasında en önemli unsur olacak. Yıllardır oyuncuların takım için değil kendileri için oynamasının cezasını fazlasıyla çektiler. 2008’de bu biraz kırılır gibi oldu. Ama 2008’de ABD’nin elinde Kobe Bryant gibi bir birleştirici vardı. Bu şampiyonada elinde fazlasıyla genç oyuncu bulunduran ABD’nin en büyük hedefi şampiyonluğa ulaşmak için takım olmak olacaktır.


ANTRENÖR
2005 yılında takımın başına geçen Mike Krzyzewski, tecrübelerin en acısını daha katıldığı ilk büyük turnuva olan 2006 Dünya Şampiyonası’nda yaşadığı üçüncülükle elde etmişti. O turnuvada yarı finalde kenarda Dwight Howard otururken pivot pozisyonunda LeBron James’i deneyebilecek kadar üst seviyelerde ilginçlikler yapıp yenilmenin hakkını veren Coach K, 2008 yılında Kobe Bryant’lı Dwyane Wade’li “Redeem Team” ile sekiz maçta sekiz galibiyet alarak Olimpiyat Şampiyonu olmuştu. 2006’daki Yunanistan hezimetinden sonraki basın toplntısında Diamantidis ve Papaloukas’tan 4 ve 13 numaralar olarak bahsetmesi ise o oyuncuları tanımaması mı yoksa küçük görmesi mi hiçbir zaman anlaşılamadı. 2010’daki takımı ise belki de en çok sevdiği takımı olacaktır. 1980’den beri NCAA’de Duke’u çalıştıran koç, sayısız başarılara ulaştı. Genç oyuncularla geçireceği 2010 Dünya Şampiyonası onun için egosuz oyuncularla oynayacağı tek turnuva olacaktır. Ne kadar garip hareketler içinde bulunsa da sonuçta o bir efsane.

KISA KISA KADRO

Rudy Gay
Bu yaz takımından aldığı yüklü kontrat ABD basını tarafından çok tartışılmıştı. Her zaman çok fazla abartılmış bir oyuncu olduğu konuşulur. Fakat ortalama üstü delicilik yeteneği ve gösterdiği olgunlaşma ibareleriyle şampiyonada oldukça ses getirmeye aday olacak.

Lamar Odom
ABD takımının üç pota altı oyuncusundan en tecrübelisi. Kendisini sadece ribauntlara ve savunma yapmaya odakladığı zaman bir yıldıza dönüşüyor. Tek sorun kafa yapısında. Kendisinden beklenmeyen şeyleri denemeyi çok seviyor. Çoğunlukla da başarısız oluyor. ABD’nin şampiyonada en zayıf kaldığı pozisyonda ona çok fazla iş düşecek.

Tyson Chandler
ABD Milli Takımı’nın en uzun oyuncusu. NBA’de çoğu zaman kritik anlarda yaşadığı faul problemiyle tanınıyor. Ne kadar ortalama üstü bir savunmacı olsa da takımdaki uzun kıtlığından dolayı turnuvada 35 dakika oynamak zorunda kalacak. Chandler’a ise bu konuda güvenmek çok zor. Avrupa basketbolunun sertliği pota altında da büyük savaş vermeyi gerektiriyor. İşi çok zor.

Stephen Curry
ABD Milli Takımı içerisinde Avrupa basketboluna en yakın basketbolu oynayan oyuncu olarak düşünülebilir. Takımın en iyi, en isabetli şut atan adamı. NBA’de çaylak sezonunu geçirmesine rağmen ne kadar olgun bir oyuncu olduğunu adeta maç maç herkese ispat etti. Zor anlarda sorumluluğu Durant ve Billups’ın üzerinden alabilir.

Kevin Durant
Dwyane Wade, Kobe Bryant ve Carmelo Anthony’nin olmadığı takımın skor yükünü çekecek olan oyuncu kesinlikle Durant olacak. Takımı, ondan çoğunlukla 20 barajını geçmesini bekleyecektir. Takımda asli görevi skor. Ama bunu uzun bir turnuva sürecine yayabilmek oldukça zorlu olacak. Müthiş bir şutör. Ama skorda taşıdığı yükü savunmaya da taşıması zorunlu.

Eric Gordon
Avrupa basketboluna Stephen Curry ile en fazla uyum sağlayacak oyunculardan bir olarak görünüyor. Ortalamanın üstü bir savunmacı ve şutör. Bu özelliklerinin üst düzey olması da zaten ABD Milli Takımı’nın kapılarını ona sonuna kadar açtı. İki sezonda NBA’deki takımının yıldız olması da profesyonelliğinin en iyi örneklerinden biri. Gerçi Eric Gordon’ın Clippers’ta oynaması da birçok şeyi çürütebilir.

Chauncey Billups
ABD takımı, maçlarda kötü duruma düştüğü anlarda 34 yaşındaki oyun kurucuya sarılacak. Tecrübesi artık en üst seviyeye ulaşmış durumda. “Mr. Big Shot” kendisinden bekleneni verecektir. Takımın en büyük sorunu olan heyecan fazlasının minimuma indirmek esas görevi olacaktır.

Danny Granger
ABD Milli Takımı ile ilk resmi turnuvasını geçirecek olan Granger, Kevin Durant ve Andre Igoudala’dan kalan dakikalarda kendisini seyircilere göstermeye çalışacak. NBA’de iki sezon önce 26 sayı ortalamayla oynamıştı. Hücum ve savunma geçişlerinde en üst noktaya çıkabiliyor. Indiana Pacers’ta da oynamasının katkısıyla ABD’nin oynamaya çalıştığı hızlı basketbola oldukça yatkın. Takımda pota altında oynayabilecek sadece 3 oyuncu olduğu için power forvet pozisyonunda da süre alabilir.

Andre Igoudala
ABD’yi bekleyen büyük tehlikelerden biri Andre Igoudala’nın aldığı her topu potaya göndermesi olacaktır. Takım oyununa uyum sağladığı ve yüksek egosunu an alt seviyeye indirdiği takdirde ribaunt katkısı ve deliciğiyle faydalı olur. Aksi takdirde süre alması zaten zor.

Kevin Love
Rajon Rondo kadrodan çıkartıldığı için son anda kadroda kalan Love’ın takımda kalması belki de ABD için en hayırlısı oldu. Takım kadrosunda Chandler’ın yedeği olabilecek yegane oyuncu. Önemli bir dış şutu var. Bu özellik ne Odom’da ne de Chandler’da bulunuyor. Bench’te ekstra bir güç olacaktır.

Derrick Rose
NBA’de yeni neslin Chris Paul ve Deron Williams ile birlikte belki de en iyi üç oyun kurucusundan biri.  Ondaki delicilik yeteneği bir tek Dwyane Wade ile kıyaslanabilir. Billups ile birlikte oyun kurucu pozisyonunda dominant bir performans sergileyebilir. Tek sorunu daha önce hiç bu kadar pota altı önlemlerinin alındığı savunmalara karşı oynamamıştı. Eğer o duvarlara toslayıp geri adım atarsa ABD için de büyük sorun olacaktır.

Russell Westbrook
Geçtiğimiz sezon NBA’de 16.1 sayı 8 asist ve 5 ribaunt ortalamalarıyla oynayarak ne kadar çok yönlü bir oyuncu olduğunu gösterme fırsatını buldu. Ancak güvenilmeyen dış şutu ona bu şampiyonada sorun yaratacaktır. Topu çok hızlı getirip doğru adamı bulabilme yeteneği, NBA’de çok takımın canını yaktı. Özellikle savunmadaki baskılı oyunu takımının geriye düştüğü anlarda çok işe yarayacaktır.

6. ADAM
Kevin Love, kadroya belki de son anda girmesine karşın ABD’nin kenarda en çok ihtiyacı olduğu oyunculardan bir olacaktır. Coach K’in ona hazırlık maçlarında süre vermemesi onun için hiç sorun olmamalı. Tyson Chandler ve Lamar odom’dan oluşan ABD pota altı her zaman faul problemleri yaşayacaktır. Beklediğinden de fazla dakika alacak olan Love, Chandler’dan farklı olarak skora da katkı vercektir. Oyuna girdiği anda ABD’nin bir hücum opsiyonu daha olacak. Savunmada da agresif oynadığı takdirde Chandler’dan rolünü bile çalabilir.

BU ADAMA DİKKAT
NBA’de yeni neslin yıldızı olabilecek oyunculardan biri de Stephen Curry. Oyunun iki tarafını azami düzeyde iyi oynayabilecek olgunluğa sadece bir senede erişti. Profesyonelliği had safhada. Tam bir görev adamı olacaktır. Dış şutları tek kelimeyle muazzam ve bunları da kritik anlarda eli titremeyerek atabiliyor. Ortalamanın üstü bir deliciliğe sahip. Krzyzewski onu oynattığına pişman olmayacaktır tabii aklına gelip süre verirse…

BU TAKIM NEYİ İYİ YAPAR - NEYİ YAPAMAZ ?
Bu takım her takımı yenebilir. Bu takım Ürdün, Lübnan gibi alt seviyede basketbol oynayan takımlar hariç de herkese yenilebilir.

Bu takım hızlı hücumları çok iyi oynar, seyircileri de müthiş havaya sokar. Ama bu takım, sete set hücumlarda Billups’ın oyunda olmadığı zamanlarda çok zorlanır.

Durant’in ve Derrick Rose, Avrupa basketboluna ayak uydurabilirse şampiyonaın her zamanki gibi en büyük favorilerinden biri olurlar. Ama 2002 ve 2006’daki gibi herkes ayrı bir telden çalarsa, yarı finali bile zor görebilirler. LeBron James’li Dwyane Wade’li kadrolarıyla 2006’da yarı finalde elenmeyi başaran ABD’nin bu sefer yıldızları da yok.

Coach K, genç oyuncuları bir takım oyuncusu olarak harmanlayabilirse yenilmeden de şampiyon olabilirler.

0 yorum

Yorum Gönder