Perşembe gecesi UEFA Avrupa Ligi’nde tur umuduyla sahaya çıkacak iki takım Trabzonspor ve Fenerbahçe ligin kendine has derbisinde karşı karşıya geldi. Genelde kendine özgü öyküler yaratan rekabette ikili, bordo-mavililerin 1996 senesinin kısmi rövanşını aldıktan sonra ilk kez buluştular. Trabzonspor ilk on dakikada oyunu rakip yarı alana yıksa bile atak olgunlaştırmayı başaramadı. 13’te Memet Topuz, Selçuk İnan’ın kullandığı serbest vuruşta kendi kalecisi Mert’i avladı. Golden hemen sonra, Ceyhun’un ara pasında defansın arkasına sarkan Yattara ilerideki tecrübesiz kaleciye tatsız bir hatıra armağan edip farkı ikiye çıkardı. Erken goller Trabzonspor’u rehavete sokmuş olacak ki geriye yaslanmaya başladılar. Uzaklaştırılamayan bir top sonrasında Semih’in ortasını tamamlayan golcü stoper Lugano sarı-lacivertlileri skora ortak etti. Fakat “duran top” dersine iyi çalışmış olan Glowacki 29’da skoru 3-1’e getirdi. Maçın ilk yarım saatinde dört gol olması pek alışılmış bir durum değil bu ülkenin statlarında. Oyun gene orta alana sıkışmışken ilk yarının bitimine altı dakika kala Semih sakatlandı ve yerini Stoch’a bıraktı. Slovak oyuncu kısa sürede maça ısınıp Trabzon’un dengesini bozdu ve sağdan yüklenilen bir atakta Onur’un da yardımıyla Mehmet Topuz bu sefer rakip fileleri havalandırdı. Golden sadece birkaç dakika sonra Fenerbahçe aynı atağın fotokopisini çekerken Topuz bu sefer kaleyi bulamadı.
Şenol Güneş, Stoch’un oyuna girişiyle özelikle Trabzon’un sol tarafının ayyuka çıkan aksaklığını görmüş olacak ki Alanzinho-Umut değişikliğiyle başladı ikinci yarıya. 47’de Teogol (!) geçen sezonu anımsatan bir vuruşla pozisyonu harcadı. On dakika sonra ise Yattara topu kale yerine tribündeki hayranına göndermeyi seçince farkı ikileyemedi . Trabzon’un etkili ataklarından sonra gol kaçırma sırası Fenerbahçe’ye geçti. Niang’ın pasında ceza sahasında topu önünde bulan Santos, kalenin nerede olduğunu unutunca meşin yuvarlağı auta gönderdi. 64’te Glowacki sakatlanıp yerini Giray’a bırakırken, iki dakika sonra Fenerbahçe’de ikinci golün sahibi Mehmet de yerini Selçuk’a bıraktı. Belli ki Aykut Kocaman orta sahanın hâkimiyetini eline geçirmek istiyordu ama temennisi gerçekleşmedi. Ev sahibi takımın 69’da çıktığı kontra, penaltı ile neticelendi. Nasıl ki mahalle maçlarında penaltıyı yaptıran kullanırsa, burada da topun gerisine Colman geçti. Genç Mert maçtaki tek olumlu hareketini yaparak gole izin vermedi. 70-90 arası ise orta sahaların oyundan düştüğü, Alex’in sahaya girdiği ve Şenol Güneş takımın savunma gücünü arttırmak için Barış’ı oyuna aldı. Maçın son bölümü bize anlatacak fazla hikaye sunmadı. Hababam sınıfı klasiği gerçekleşti ve zorlu dönemeçte Trabzonspor, Fenerbahçe'yi 3-2 mağlup etti
Fenerbahçe’de Aykut Kocaman Alex’in olmadığı bir düzen düşünüyor. Bence maça bu şekilde başlamasında bir sorun yoktu ama Stoch’un olmayışı ciddi bir hataydı. Aslında Fenerbahçe’nin Dia, Stoch ve Niang transferleri nokta atışı olmuş ama defans ve Baroni’de ki sorunlara çözüm olacak türden değil. Fenerbahçe bence iyi yolda, umarım ulemalar Schuster ve Rijkaard’a vermedikleri zaman fetvasını Aykut’a verirler. Trabzonspor ise forvet transferine o kadar kendisini kaptırdı ki gene sol açık almadı takıma. Gene de ligin saha içinde ne yaptığını en iyi bilen takımı Trabzonspor. İki takım arasındaki farkın en önemli sebebi ise Şenol Güneş.
Not: Futbolun marka değeri için Bünyamin Gezer gibi bir çirkinliği ne olur yeşil sahalara çıkartmayın artık.
0 yorum