Sahada Fenerbahçe varsa ve Alex sakat değilse, başlama vuruşunda Alex sahada olur diye düşünürsünüz. Bir martının sahada olmasını ise beklemezsiniz. Yazının başlığı buradan geliyor. Alex yoktu başlama vuruşundan önce ama martı sahadaydı. Güvenlik görevlileri yakaladı sonra martıyı, Alex ise 75. dakikada sahaya adım attı.
Zevkli, bol gol pozisyonu olan bir maç izledik. Tempo hiç düşmedi maçta. Teofilo ve Yattara biraz daha son vuruşlarda becerikli olsa (Yattara'nın attığı Trabzonspor'un 2. golü hariç) ve Coleman penaltıyı gole çevirse Fenerbahçe için daha vahim bir sonuç olabilirdi. Mehmet Topuz'un 90 diye tabir edilen, 2 direğin birleştiği noktaya vurduğu mükemmel kafa vuruşu ile 1-0 öne geçti Trabzonspor. Evet evet, Mehmet Topuz attı Trabzon'un ilk golünü. Hemde Mert'in uzanamayacağı noktaya harika bir şekilde bıraktı topu. Tam Fenerbahçe'li oyuncular golü idrak etmeye çalışırken, Yattara "beni unuttu bunlar" diyerek Mert'in üzerinden 2. golünü attı Trabzon'un. Fenerbahçe'de ise yüzler düştü, moraller sıfıra indi. Tam maçı bırakacaklar gibi dururken Özer'in Trabzon savunmasının arkasına attığı pası çıkmadan çeviren Semih, Lugano'nun attığı golün asistini yaptı. Durum 2-1 olunca Fenerbahçe kendine geldi şeklinde devam eden bir cümle bekliyorsunuz fakat cümle o şekilde devam etmiyor. Bir dakika sonra Trabzon'un kazandığı serbest vuruşta Yattara topu içeriye doğru kesti. Bomboş durumdaki Glowacki, kariyeri boyunca henüz ikinci maçına çıkan Mert'in koruduğu kaleye golü attı. Bence Mert'in yediği tek hatalı gol buydu. Sonra Aykut Kocaman, sanırım PAOK maçı için sakladığı(!) Stoch ve Alex ikilisinden Stoch'u, sakatlanan Semih'in yerine sahaya sürdü. Semih sakatlanmasa oyuna girermiydi Stoch bilemiyoruz. Stoch'un oyuna girmesiyle Fenerbahçe bambaşka bir kimliğe büründü. Hatta öyle ki, devreyi berabere kapatabilirlerdi. Sağ taraftan bomboş bir şekilde koşu yapan Mehmet'e tam 20 metre ara pası attı Stoch ve 41. dakikada durum 3-2 oldu.
İkinci yarıya ise kaçan goller ve Bünyamin Gezer'in çaldığı ve çalmadığı penaltı kararları damga vurdu. Teofilo'nun 2, Yattara'nın 1 olmak üzere kale sahası içi ve 1 metre gerisinden kaçırdığı 2 gol var ki, hani top maçın başında sahaya giren martıya bile çarpsa gol olacak cinstendi. Fenerbahçe'de kaçırdı 2-3 tane gol. Önce Niang, sonra Andre Dos Santos acemice harcadılar bu fırsatları. Aslında Niang bu pozisyon hariç iyi bir maç çıkardı. Özellikle hava toplarında oldukça etkiliydi. Şişirilen her topa o vurdu Trabzonspor savunmasından önce. Sonra Bünyamin Gezer Gökhan'ın Coleman'a neresiyle dokunduğunu göremediğimiz bir pozisyonda penaltı kararı verdi. Yani temas var mı, gerçekten göremedik. Tabi ki Bünyamin Gezer 5 metre önündeki teması bizden daha net bir şekilde görmüş olacak ki, düdüğünü çaldı. Kullanılan penaltıyı ise Mert Günok çıkarttı. Bu pozisyonun üzerinden çok geçmedi, Teofilo Mert ile karşı karşıya kaldı ama Mert yine başarılı bir kurtarış yaptı. Daha sonra Yattara kale sahasının içinden, bomboş durumda iken golü atamadı. Bu sezon izlediğimiz en keyifli maçın son bölümlerinde ise Niang kalenin 2 metre önünde arkası dönük bir şekilde topla buluştu. Egemen'in Niang'ı arkadan çekmesini ise ne yardımcı hakem, nede Bünyamin Gezer göremedi.
Fenerbahçe için şunu söylemek gerekiyor. Dakika 80 ve 85 arasında Fenerbahçe 3-2 öndeymiş gibi, ne ileride pres yaptı, nede etkili bir hücum geliştirdi. Trabzon'un istem dışı geri çekilişi sayesinde rakip sahada oynadılar oyunu fakat, geride inanılmaz boşluklar bıraktılar. PAOK karşısında işleri gerçekten zor. Aykut Kocaman ne zaman Stoch Alex Mehmet ve Niang'ı aynı anda sahaya sürecek merakla bekliyoruz. Trabzonspor ise Liverpool maçı öncesi moral depoladı. Yattara'nın Trabzonspor için ne kadar önemli bir oyuncu olduğunu bir kez daha anladık. Turu geçerler mi bilemeyiz ama keyifli bir maç bizi bekliyor Avni Aker'de.
Gecenin en keyifli anı ise güvenlik görevlilerinin martıyı yakalamaya çalışmasıydı. Maçı anlatan Lig Tv spikeri ise bombayı şu şekilde patlattı; "Güvenlik görevlileri sahaya giren martıya müdahale ediyor!".
0 yorum